Translation of "Hier een" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Hier een" in a sentence and their turkish translations:

Hier, een appel.

İşte, bir elma.

Is hier een bank?

Buralarda bir banka var mı?

Is hier een telefoon?

Burada bir telefon var mı?

- Is dit hier een taxfreewinkel?
- Is dit hier een belastingvrije winkel?

Bu bir gümrüksüz-mallar mağazası mı?

- Laat ons hier een foto maken.
- Laten we hier een foto maken.

Burada bir resim çekelim.

Je ziet hier een trolley.

Bakın, orada bir el arabası var.

Je maakt hier een incisie

Buradan bir kesik açarsınız

Heeft iemand hier een kurkentrekker?

Tirbuşonu olan var mı?

Ik blijf hier een tijdje.

Ben kısa bir süre için burada kalacağım.

Is er hier een lift?

Burada bir asansör var mı?

Heeft iemand hier een flesopener?

Buradaki herhangi birinin bir şişe açacağı var mı?

Neem hier een slok van.

Bundan bir yudum al.

Het is hier een puinhoop.

- Burada bir karmaşa.
- Burası bir karmaşa.
- Burası darmadağınık.

Er is hier een restaurant.

Burada bir restoran var.

- Lang geleden was hier een brug.
- Lang geleden was er hier een brug.

Uzun zaman önce burada bir köprü vardı.

Ik heb hier een heleboel vrienden.

Burada bir sürü arkadaşım var.

We waren hier een jaar geleden.

Bir yıl önce buradaydık.

We zijn hier een uur geweest.

Bir saattir buradayız.

Zullen we hier een foto maken?

- Burada bir fotoğraf çekelim mi?
- Burada bir resim çekelim mi?

Lang geleden was hier een brug.

Uzun zaman önce burada bir köprü vardı.

Ik ben hier een tijdje geweest.

Burada bir süre bulundum.

Kan ik hier een taxi nemen?

Buraya yakın bir yerde taksiye binebilir miyim?

We hebben hier een aantal tasjes.

Burada birkaç çantamız var.

Hij is hier een tijdje gebleven.

O, bir süre burada kaldı.

Heb je hier een probleem mee?

Bununla bir sorunun var mı?

- Ik weet dat hier een grote kerk stond.
- Ik weet dat hier een grote kerk was.

Burada büyük bir kilise olduğunu biliyorum.

We kunnen hier een klein vuur maken...

Belki bir ateş yakabiliriz

We kunnen hier een klein vuur maken...

Belki bir ateş yakabiliriz

Ik zal hier een hele maand blijven.

Bir ay boyunca burada kalacağım.

Kan je me hier een handje helpen?

Burada bana yardım edebilir misin?

Ik wil hier een paar dingen kopen.

Buralarda biraz alışveriş yapmak istiyorum.

Ik zal hier een paar dagen blijven.

Burada birkaç gün kalacağım.

- Je kunt hier een tijdje blijven als je wilt.
- Jullie kunnen hier een tijdje blijven als jullie willen.

İstersen bir süre burada kalabilirsin.

Eerst moeten we... ...hier een klein gat graven.

Pekâlâ, yapacağımız ilk şey buraya küçük bir delik açmak.

Dus we stampen hier een stuk uit. SOS.

Burada büyük bir bölgeye SOS yazacağız!

Er is hier een afgrond. Kom wat dichterbij.

Burada bir çukur var. Çok dikkat et.

Er werd hier een hoop met goudpannen gewerkt.

Burada çok fazla altın aranmış.

Is er hier een McDonald's in de buurt?

Buraya yakın bir McDonald var mıdır?

Laten we hier een keer per week vergaderen.

Haftada bir kez burada buluşalım.

Ik zou hier een fortuin mee kunnen verdienen.

Bunu yaparak bir servet kazanabilirdim.

Ik ben hier een lange tijd niet geweest.

Uzun zamandır buraya gelmemiştim.

Ik wist niet dat hier een vijver was.

Burada bir havuz olduğunu bilmiyordum.

Ik heb hier een heel goed gevoel over.

Bu konuda gerçekten iyi bir hissim var.

Hier, een gemakkelijke zetel waarin ge kunt zitten.

İşte oturabileceğin rahat bir sandalye.

We zijn hier een paar uur geleden aangekomen.

Birkaç saat önce buraya geldik.

Ik ben van plan hier een week te blijven.

Orada bir hafta kalmayı planlıyorum.

Het lijkt erop dat hier een paar islamitische restaurants zijn.

- Bu civarda birkaç tane Müslüman lokantası var galiba.
- Görünüşe göre bu civarda bir iki tane Müslüman restoranı var.

Wat zou je doen als je hier een leeuw zou tegenkomen?

Burada bir aslanla karşılaşsan ne yaparsın?

- Waarom bouw je hier een muur?
- Waarom bouw je een muur hier?

Neden burada bir duvar inşa ediyorsun?

- Hij komt hier een maal per maand.
- Hij komt hier eens per maand.

O ayda bir kez buraya gelir.

- Ik zal hier een paar dagen blijven.
- Ik blijf hier voor een paar dagen.

Burada birkaç gün kalacağım.

- Is er een jeugdherberg hier in de omgeving?
- Is er hier een jeugdherberg in de buurt?

Buraya yakın bir öğrenci yurdu var mı?

- Er is hier een heer die je wenst te zien.
- Hier is een heer die je zien wil.

- Burada seni görmek isteyen bir adam var.
- Burada sizi görmek isteyen bir adam var.

- Het lijkt hier een augiasstal.
- Het lijkt hier wel een zwijnenstal.
- Het lijkt hier wel een huishouden van Jan Steen.

Burası bir domuz ahırı gibi görünüyor.

- Hier is een heer die u wenst te ontmoeten.
- Er is hier een heer die je wenst te zien.
- Hier is een heer die je zien wil.

Burada sizi görmek isteyen bir beyefendi var.