Examples of using "“sunshine" in a sentence and their turkish translations:
- Merhaba canikom.
- Merhaba canısı.
Güneş ışığı için minnettarım.
Güneş rengini artırdı.
İnsan parlak güneş ışığını sever.
Bu oda güneş alır.
Sen benim güneş ışığımsın.
Günaydın benim güneş ışığım.
Güneş ışığı bitkiler için faydalıdır.
Güneş ışığı insanları dışarı çıkmaya özendirdi.
Güneş ışığı onun cildini geliştirdi.
Bu oda biraz güneş ışığı alıyor.
Odayı gün ışığı dolduruyordu.
Dairem bol güneş ışığı alır.
Ben gözlerimi güneş ışığından korurum.
dramatik bir biçimde değişti.
Bu oda bol güneş ışığı alır.
Güneş ışığı D vitamininin esas kaynağıdır.
Perdeleri aç ve güneş ışığı içeri girsin.
Güneş ışığını en son ne zaman gördün?
Soğuk ve kuru, parlak güneş, ne güzel kış havası!
Hayat dikensiz gül bahçesi değildir.
Hafta sonunda da güneş ışığı için umut ediyorum.
Şarapsız bir yemek güneşsiz bir gün gibidir.
Bitki yaşamı için, suya ek olarak güneş ışığı kesinlikle gereklidir.
Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.
Sabah güneşi o kadar parlak ki ben ona bakamam.
Fakat her şeyin çicek, böcek, güneş, bulut olduğunu sanıyorsanız biraz yavaşlayın
Mademki yiyecek ve içecek hayvanlar için, öyleyse yağmur ve güneş de bitkiler içindir.
Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
Biz koyu tenli insanlardan daha kolayca yanan mavi gözlü kırmızı saçlı kimselerin güneş ışığına karşı duyarlı olduğunu hepimiz biliyoruz.
Hayat yağmur ve güneş ışığı, kar ve ısı, gök gürültüsü ve şimşek ve de kış ve yazdan oluşur.