Examples of using "Fact…" in a sentence and their turkish translations:
Aslında.
Bu bir gerçek.
bazı doğrulamaları olduğu ortaya çıktı
O bir gerçek.
Bu bir gerçek.
O gerçek inkar edilemez.
Bu gerçek onun suçsuzluğunu kanıtlar.
Bu gerçeği inkar edemiyoruz.
O, o gerçeği yalanladı.
O kanıtlanmış bir gerçek.
O bir gerçek mi?
İşte eğlenceli bir vaka.
Aslında yalan söyledi.
Bu sorgulanamaz bir gerçek.
O bir gerçekti.
Aslında denediler de...
O, gerçeği itiraf etti.
- Bu bir gerçek.
- Bu bir gerçeklik.
Aslında yalan söyledi.
Ne ilginç bir gerçek!
Hiç kimse gerçeği inkar edemez.
Gerçeğin farkındayım.
İlginç bir bilgi daha:
Aslında garip bir şey olur.
Aslında bazı durumlarda
Bilgi veri değildir,
Lâkin hepsi önlenebilirdi.
Bu gerçeğe rağmen;
Aslında, ben mutluyum.
O gerçeği vurgulamalısın.
Bu gerçek bir olaydır.
Gerçeklerden eminim.
Olay onun dürüstlüğünü kanıtlıyor.
O gerçeği biliyor.
Hiç kimse gerçeği bilmiyor.
Bir gerçek, esas olarak, tartışılmazdır.
Aslında, onu seviyor.
O gerçek inkar edilemez.
Ben sadece bir gerçeği ifade ediyorum.
Aslında o hasta.
Aslında, bilmiyorum.
Aslında, o yalan söylüyordu.
O bilimsel bir gerçek mi?
Bu, hayatın bir gerçeği.
Bu gerçeğe dayalıdır.
Aslında, bu bir hata.
Bu tartışılmaz bir gerçektir.
Bu iyi bilinen bir gerçek.
Hatta biliyor musunuz?
Gerçek kurgudan daha yabancıdır.
Bu gerçek onun masumiyetini kanıtlıyor.
Bu gerçek onun suçsuzluğunu kanıtlar.
Gerçeği ondan saklayamazsın.
Sabırla, o gerçekleri tek tek topladı.
Aslında, ben onu sevmiyorum.
Bunu kesin olarak biliyor musun?
aylar sürdü diyebilirim.
Aslında, gençlik döneminde
Aslında, para önemli bir şey değil.
Hayatın gerçeği.
aslında toplumun ta kendisi eleştirildi
Aslında bu tamamen kötülüktür.
Aslında, tam tersi doğru.
Bu inkar edemeyeceğin bir gerçektir.
Aslında senin hatan.
Hikaye gerçeğe dayalıdır.
Gerçek açığa çıkarıldı.
Onlar gerçeği biliyor gibi görünüyorlar.
O gerçeği kurgudan ayıramaz.
- O, gerçekten habersizdi.
- O, gerçeği bilmiyordu.
Başka bir gerçek üzerine de kafa yoruyorum.
O, gerçeği gizlemeye çalıştı.
O sadece bir gerçeği ifade ediyordu.
Onun ifadesi gerçeğe dayanıyordu.
O, gerçeği benden gizledi.
Aslında o iyi yüzemez.
aslında bir cinsiyetinin olmaması lazım tabi yerine kadını koyarsak
Onu gerçek olarak biliyorum.
Lütfen bu gerçeği aklında tut.
Gerçeğin tamamıyla farkındayım.
Gerçeği sorgulamadan kabul ettim.
Bu önemli gerçeği gözden kaçırdık.
Ben kesin olarak biliyorum.
Aslında, o da onu seviyordu.
O bir varsayım, bir gerçek değil.
Gerçek onun yalan söylemesidir.
- O hikâye gerçek mi yoksa kurgu mu?
- Şu hikâye gerçek mi yoksa kurgu mu?
Aslında, Grant kabul etmedi.
O, gerçeği kurgudan fark edemez.
O gerçeği bilmek için geldi.
Bu hikaye gerçeğe dayalıdır.
Bu gerçek unutulmamalı.
Aslında, o bile onu seviyordu.