Examples of using "Heavy " in a sentence and their turkish translations:
Ne kadar ağır çok ağırdır?
Bu ağır değil.
Tom oldukça ağırdır.
- Çok ağır değil.
- Öyle aman aman bir ağırlığı yok.
Ne ağır trafik!
Oldukça ağır.
Bu çok ağır.
Biri ağırdı.
Bu çok ağır.
Bunlar ağır.
Tom ağır değil.
Tom ağırdır.
Bu kutu çok ağır.
Bu televizyon çok ağır.
Bu kutu ne kadar ağır?
- Kutu epey ağırmış.
- Kutu oldukça ağır.
- Tom, koyu tiryaki ve ayyaştır.
- Tom baca gibi sigara, sünger gibi de içki içer.
ön sevişmeyle devam eden
Cezaları çok ağırdır
Ne ağır bir çanta!
O, koyu makyaj yapar.
Bacaklarımı ağır hissediyorum.
Dambıllar ağırdır.
Çok fazla ağır.
Bu kutu ağır.
- Kutu ağırdır.
- Kutu ağır.
Güçlü direnme bekliyoruz.
Bu kutular ağır.
Bu yatak ağır.
Bu masa ağır.
Ağır olduğunu biliyorum.
Ben ağır uykucuyum.
Bu bavullar ağır.
- Bir sağanak yağdı.
- Şiddetli bir yağmur yağdı.
O bir alkolik.
Senin bavulun ağır görünüyor.
Tom'un valizi ağır görünüyor.
Göz kapaklarım ağır.
Ne kadar ağırsın?
O ağır olmalı.
Taş ağırdır.
Bu ağırlaşıyor.
Bu kitaplar ağır.
Üzgünüm. Trafik ağırdı.
Bu kitap ağır.
Bu kütükler ağır.
Çantan ağır görünüyor.
O kutu ağır.
Onlar çok ağırdı.
Bu paket ağır.
Bavulların ağır görünüyor.
Bu paket ağır değil.
Bu bavul ağır.
Trafik çok yoğundu.
Tom oldukça ağır.
Suaygırları çok ağırdır.
Tom ağır sigara tiryakisiydi.
Tom alkolik.
Fırtına ağır kayıplar getirdi.
Kutu çok ağırdı.
Bu kitap çok ağır.
Yapamam. O çok ağır.
Biraz ağır görünüyor.
Kalın bir cekete ihtiyacım var.
- Bavulun ne kadar ağır?
- Evrak çantanın ağırlığı nedir?
Kitabım çok ağır.
Televizyon çok ağır.
Bu televizyon çok ağır.
Bu televizyon ağır.
Tom'un ağır bir işyükü var.
Tom ağır halterleri kaldırabilir.
Gerçekten de bu kadar ağır değil.
Bu bavullar gerçekten ağır.
Bu şamdan çok ağır.
Bu mavi sırt çantası ağır.
Valiziniz çok ağır.
Bu çanta çok ağırdır.
Çok sigara içmek sağlığına zarar verdi.
Bu, taşımak için çok ağır.
Taşımak için fazla ağır.
Çantam çok ağır.
Şiddetli bir ayaz bekleniyor.
Onun ağır bir bedeni var.
Sağanak çok ağırdı.
Testi çok ağırdı.
- Bu kitap, okumak için ağırdır.
- Bu kitabı okumak zordur.
Bu kutu o kadar ağır değil.
Trafik buralarda yoğundur.
Trafik burada çok yoğundur.
Şiddetli bir yağmur yağmıştı.
Tom'un bavulu çok ağır değildi.