Examples of using "It " in a sentence and their turkish translations:
Dokundu, hissetti, tadına baktı.
Onu al, ya da bırak.
Tamamen değdi!
Deneyerek, ölçerek, emin olarak.
Onu geride bırakın.
Kes şunu!
Unut gitsin.
Bu kötü kokuyor.
Al senin olsun.
Bırak!
Ona değerdi.
O buna değdi mi?
Buna değer mi?
Bu kadar yeter, değil mi?
Kahretsin.
O acıtıyor.
Onu kıvır.
Onu dene. O hoşuna gidecek.
Tabii bu durumu daha iyi hâle getirmiyor.
O ona değmez.
Dokunma. Olduğu gibi bırak.
O buna değmez.
Bu onu kolaylaştırır.
Zaman aldı ama buna değdi.
O çaldı.
Onu olduğu gibi anlatırım.
.
"Bu mesele
kabullenin ve sevin.
O devam ederken keyfine bak.
Sadece buna değmez.
Onu al, ya da bırak.
Buna değer olabilir.
Hepsi buna değerdi.
O tuhaf, değil mi?
Belki o buna değdi.
Dinlendirici, öyle değil mi?
Neyse ne.
Karanlıktı, değil mi.
Sen değildin, değil mi?
O Tom değildi, değil mi?
O Tom'du değil mi?
Bu tuhaf kokuyor, değil mi?
O buna değer miydi?
Kulağa inanılmaz geliyor, değil mi?
Bunu hepsi ona değer miydi?
O hâlâ buna değer mi?
Bu neredeyse buna değdi.
Onu kapat.
O çalışmıyor, değil mi?
İyi geliyor, değil mi?
Bu sana yanlış geliyor, değil mi?
O, yine oldu, değil mi?
Bu mantıklı, değil mi?
Bu gerçekten oldu, değil mi?
O Tom'unkiydi, değil mi?
O sendin, değil mi?
Bu kaçınılmazdı, değil mi?
Bu harikaydı, değil mi?
- İşte bu.
- Buraya kadar.
Bu gerçekten ona değer mi?
Onu kullan ya da kaybet.
Harika görünüyor, değil mi?
Kesinlikle kulağa onun gibi geliyor.
Elbette buna değmez.
Çiğneme - yut şunu!
Ya sev ya terk et.
Zordu. Teknikti. Stresliydi.
- Sen bunu hak ettin.
- Onu hak ettin.
Bunu sen yaptın.
O tedirgindi.
Harikaydı.
Bunu Tom'un yaptığı açık değil mi?
Ondan hoşlanıyor musun?
Bozuk değilse tamir etme.
Onun yerine, rapçiler onu yüceltti, benimsedi, çıkar için sattı.
Göründüğü gibi değil.
Bu mümkün değil, değil mi?
Bu gerekli, değil mi?
O gerçekten buna değer miydi?
İlk seferinde başarısız oldu.
İyi mi?
Ona sahipsin.
O doğru değil, değil mi?
Noel değil, değil mi?
O artık buna değmez.
Kimin başlattığı ya da neden başladığı önemli değil.
Tüm bunlar meydana çıkar.
Kaybolsun, kaybolsun
Hepsini aynı anda mı?
Sarstığınızda, bozarsınız.