Examples of using "Numerous " in a sentence and their turkish translations:
Tom'un sayısız kız arkadaşı vardı.
Tom defalarca özür diledi.
Tom sayısız kanunu çiğnedi.
Tom çok sayıda tehdit aldı.
Dan'in çok sayıda kız arkadaşı vardı.
Zorluklar sayısızdır.
Çok sayıda kurban vardı.
Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
Büyük mağazalar çok sayıda şeyler satarlar.
Çok sayıda örnek verilebilir.
Sayısız başka iyileştirme eklendi.
Diğer birçok dava bekliyor.
alt düzey bakanlık pozisyonlarında
Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
Sayısız kez Boston'a gittim.
Onlar listelemek için, oldukça çoklar.
Onu birçok kez yaptım.
Tom'un şiiri çok sayıda ödül kazandı.
Kürtaj birçok ülkede yasaktır.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
Kitaplığımda bir sürü kitabım var.
Dan Linda'ya, açıklamak için sayısız şans verdi.
Onun Diyette sayısız arkadaşları var.
Dan, Linda'yı sayısız kez aramaya çalıştı.
Tom Mary'yi defalarca aramaya çalıştı.
İngilizce, Fransızcadan sayısız sözcük ödünç aldı.
Umutlu olmak için çok sayıda sebep var.
Sorunlar sayılamayacak kadar çok.
Richard Roberts çok sayıda kitabın yazarıdır.
Birçok ülke nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzaladı.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
Hayatın kökenine dair çeşitli teoriler mevcut.
Hayatın kökenine dair çeşitli teoriler mevcut.
Karar alıcılar, icracılardan daha fazladır.
Bazıları uyumayı vakit kaybı olarak görüyor.
Fadıl, öldürüldüğü gün çok sayıda arama yaptı.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
O, sahip olduğu sayısız evleriyle, zengin olmuş gibi görünüyor.
Meğer tek başınıza yaparken birçok sorun yaşanıyormuş.
O, işgalda olan arazilerden çok sayda Türk kabilelerini
Bunu defalarca yaptım.
Kabiliye'de 1830 ile 1954 yılları arasında Fransız işgaline karşı pek çok başkaldırı olmuştu.
Onun odasına girdiğimde, golf oynadığı yirmi yıl süresince kazandığı çok sayıda kupayı bana gösterdi.