Examples of using "”noin" in a sentence and their turkish translations:
Bu kadar saf olma.
- Öyle söyleme.
- Öyle konuşma.
Neden bunu yapıyorsun?
Bunu o şekilde seviyorum.
- Söylemek için ne kadar da üzücü bir şey.
- Söylemek için ne üzücü bir şey.
Yaklaşık beş mil.
İnce bağırsak yaklaşık yedi metre uzunluğundadır.
Kesinlikle. Bunu yaptım.
Çok çekingen olma.
Ben yaklaşık bir saat içerisinde döneceğim.
Yaklaşık saat beşte buraya vardım.
Niçin suratın asık?
Bunu bana verme!
O yalnızca filmlerde olur.
Yaklaşık 60 kiloyum.
Çok endişeli görünme.
Çok fazla endişelenme.
Öyle mahzun bakma.
O kadar kötümser olma.
Babanla öyle konuşma.
Annenle o biçimde konuşma.
Bana öyle bakmaktan vazgeç.
Böyle aptalca bir soruyu yanıtlamayı reddediyorum.
Ben saf değilim.
Bu kadar endişelenme.
Nasıl oldu da çok iyi Fransızca biliyorsun?
yaklaşık %39 yoksulluk oranı vardı.
Bir hafta sonra büyük bir rahatlama yaşadım.
Nasıl bu kadar sakin olabilirsin?
O, yaklaşık 10,000 yene mal olacak.
- Çok kibarsınız.
- Teveccühünüz.
İstanbul'da yaklaşık üç bin tane cami var.
Neden bu kadar pahalı bir sözlük aldın?
O kadar önemli olan ne?
Keşke öyle boyayabilsem.
Tom'un düşünmeni istediği şey bu.
Ben sadece sana yaklaşık üç yüz dolar biriktirdim.
- Fransızcam cidden o kadar kötü mü?
- Fransızcam gerçekten o kadar kötü mü?
Yaklaşık sekiz kilometredir.
Nasıl bu kadar sakin kalıyorsun?
Tom yaklaşık otuz olmalı.
Neden bunu bana yapıyorsun?
Nasıl oluyorda Fransızcayı çok iyi şekilde konuşuyorsun?
O buradan yaklaşık çeyrek mil.
Bir ışık atımının, bir metrelik mesafeyi katetmesi saniyenin 3,3 milyarda biri
Hepsinde yaklaşık 40 kalori olduğu söylenebilir.
Yaklaşık 14.000 pars ülkede başıboş şekilde dolaşıyor,
Yaklaşık 1500 konut inşa edildi bile.
Gandhi'nin ömrü boyunca soluduğu
Yaklaşık bir yıl sonra, o soğuğu arzular hâle geliyorsun.
Otobüsle istasyon yaklaşık on dakika sürer.
Bir mil yaklaşık 1,600 metredir.
O yaklaşık olarak 2,000 kitaba sahiptir.
Göl yaklaşık 25 metre derinliğindedir.
Onu onarmak yaklaşık 2,000 yen'e mal olacak.
Bir mil yaklaşık 1600 metreye eşittir.
Nasıl bu kadar alaycı olabiliyorsun?
Bana böyle zor sorular sorma.
Norveç'in nüfusu yaklaşık beş milyon.
Bekle. Bu kadar hızlı yürüyemem.
Neden böyle aptalca bir şey yaptın?
Kaza pazar günü yaklaşık olarak saat üçte oldu.
Nasıl bu kadar çok yiyebiliyorsun?
Tom yaklaşık otuz dakika önce ayrıldı.
Böylesine zor bir kelimeyi nerede öğrendin.
Sevgili anneciğim, neden çok üzgünsün?
Sadece Tom'u terk edemem.
Biz kıyıdan yaklaşık 3 kilometre uzaktayız.
Dünyada yaklaşık 1.800 milyarder vardır.
- Lütfen bana o kadar aptal olmadığını söyle.
- Lütfen bana bu kadar aptal olmadığını söyle.
Siz binayı yaklaşık akşam 6.00'da terk ettiniz, değil mi?
Tom o kadar çok dürüst değil.
Tom o kadar uzun beklemek istemiyor.
İngilizce aksanın neden bu kadar iyi?
Onu ne için yapıyorsun?
Yeryüzü yaklaşık altı adet ay büyüklüğündedir.
"Dün gece kaça kadar uyumadın?" "2.30'a kadar ayaktaydım."
Orada bekleyebilirsin.
Yalnızca Hindistan'da yılda 5.000 ölümden sorumlu.
Nihayetinde, yaklaşık 100 gün sonra, kol tamamen yeniden büyümüştü.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon sözcük içeriyor.
Buradan istasyona yürümek yaklaşık 15 dakika sürüyor.
Seni hiç bu kadar mutlu görmedim.
"Bunu yarın yapacağım." "Bunu dün söyledin!"
Yerinde olsam o kadar iyimser olmam.
- Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var.
- Toplam olarak takribî bin talebe var.
"Dün gece saat kaça kadar ayaktaydın?" "Yaklaşık 2.30'a kadar ayaktaydım."
Tom yaklaşık üç ay o işte devam etti.
Tom genellikle yaklaşık saat altıda eve varır.
O kadar çok acele etmene gerek yok.
- Bunu yaparsan oldukça aptal görüneceksin.
- Eğer onu yaparsan oldukça aptal görüneceksin.
Kim onu yapacak kadar aptal olur?
Bu kadar büyük inci asla görmedim!
Bu kadar iyi resim yapmayı nasıl öğrendin?
Onu yapmadın, değil mi?
Oradaki koalaya bak.