Examples of using "Nez " in a sentence and their turkish translations:
Onlar yüz yüzeydi.
Burnum kanıyor.
Burnum kaşınıyor.
Burnun kanıyordu.
Burnun kanıyor.
Büyük bir burnum var.
Burnunuz akıyor.
Burnum akıyor.
Burnun akıyor!
Burnumu kırdın.
Burnumu kırdı!
Büyük bir burnun var.
- Burnu kanadı.
- Onun burnu kanadı.
Tom burnunu kaşıdı.
Onun büyük bir burnu var.
ve bir kırmızı burundur.
Burnum çok akıyordu.
Burnum tıkalı.
Burnunu sil.
Burunları kanıyordu.
Burnum kaşınıyor.
- Onun burnu kanıyor.
- Burnu kanıyor.
Burnumuz kanıyor.
Onun burnu kanıyor.
Burnundan nefes al.
Tom'un burnu kanadı.
Tom onun burnunu kırdı.
Lütfen burnunuzdan nefes alın.
Bir mendil al, burnun akıyor.
Sakın suratıma kapatma.
nefes alıp verdiğinizi farkında olun.
Dişi lider burnunu takip ediyor.
bazlarının burunları uzundur bazılarının dilleri
Onun uzun bir burnu vardır.
O telefonu yüzüme kapadı.
Onun uzun bir burnu var.
Bir filin uzun bir burnu vardır.
Pinokyo'nun uzun bir burnu vardı.
Burnun kanıyor.
Tom'un büyük bir burnu var.
Benim burnum fazla büyük.
Atkımı unuttum.
Burnum akıyor.
Çocuğun burnu kanıyor.
Burnu çok orijinal.
Bugün bir burun kanaması geçirdim.
peki onlardan biriyle göz göze gelecek olursanız ne olacak?
Burnunuz sık kanıyor mu?
Onun burnu onun en iyi özelliğidir.
Öğretmen burnunu her şeye sokar.
Onun büyük burnu mu var?
O burnunu deldirdi.
Tom'un burnu kızarmıştı.
Bize güldüler.
Onun bir estetik burun ameliyatı var.
Cyrano'nun çok büyük bir burnu vardı.
Tom burnunu deldirdi.
- Ben burnumdan nefes alamıyorum.
- Burnumdan nefes alamıyorum.
- Kışları sürekli burnum akar.
- Her kış aralıksız burun akıntım olur.
Burnun arka tarafına gireceğiz.
Burnumu kaşımak istiyorum.
Kapıyı yüzüme doğru kapadı.
Tom telefonu yüzüme kapatmaya devam ediyor.
Tom burnunu pencereye dayadı.
Pinokyo dedi ki: "Şimdi benim burnum uzayacak."
burnunu pencereye yasladı.
burnunun ucunu sürekli yukarıya doğru kaldırma ise çakılması gerekmez mi?
Dün eski kız arkadaşıma rastladığımda işten eve gidiyordum.
Yemeği de burnuyla bulur.
Ölümle burun buruna olanlar onlar
- Ben sadece makyajımı tazeleyeceğim.
- Ben sadece tuvalete gideceğim.
Tom kapıyı Mary'nin yüzüne çarptı.
Seni ilgilendirmeyen konulara karışma.
O bana güldü.
O bana kahkahayla güldü.
Tabii ki siyasi muhalifler bana güldüler.
Onun karısı onu parmağında oynatır.
Onun her zaman bir kitaba gömülü burnu vardır.
Burun kanamamı durduramıyorum.
Benim özel hayatıma burnunu sokma.
Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu.
Bu ilaç tıkalı burun için harikalar yaratacaktır.
Bugün kimse gelmedi.
Başkalarının işlerine burnunu sokma.
Boğazım ağrıyor ve burnum akıyor.
Burnumdaki kanamayı durduramıyorum.
Gözlüğüm burnumdan aşağı kaymaya başladı.
Kocası onun onun önüne koyduğu her şeyi yer.
ve pilotların özellikle uçağın burnunu kaldırmadığını söylüyor
- Biz onun içine baktık.
- Oraya bir burnumuzu soktuk.
Onun burnu biraz daha kısa olsaydı, o oldukça güzel olurdu.
O, telefonda beni o kadar kızdırdı ki telefonu yüzüne kapattım.