Examples of using "Reste…" in a sentence and their turkish translations:
Uyanık kal.
Merakta kalın.
Orada kal.
Bir süre kalın.
Pozitif kalın.
Kulaklarınızı açık tutun.
Tom korkusuz.
Ben kalıyorum.
Zayıf kal.
Kal!
Kim kalıyor?
Tom kalıyor.
Güçlü kal.
Sadece orada kal.
Orada durun.
Tom ile kal.
Orada kal.
Burada kal!
hala daha geçerliliğini koruyor
ve geriye kalan
Sen, sessiz ol!
- O, hastalıktan yatağa düştü.
- O, yatakta hastadır.
- Sağ tarafta kalın.
- Sağdan gidiniz.
Bizimle kal.
Burada kalıyorum.
Tom şüpheli kalıyor.
Şüpheli kalırım.
Burada kal.
İçerde kal.
Uzak dur.
- Kenarda bekle.
- Az beride dur.
Tom şaşkın.
İyimser olmaya devam ediyorum.
Tom akşam yemeği için kalıyor.
Gerisi önemli değil.
Hiç tuz kaldı mı?
Susuz kalma!
Yakın dur.
- Sakin ol.
- Sessiz ol.
Dışarıda kal.
Hala birkaç tane kaldı.
O hala bir yük millet, hala bir yük.
Yapılacak az şey var.
Seninle kalıyorum.
Biraz daha uzun kalın.
Burada kal!
- Yerde kal!
- Eğil!
Gerisi nerede?
Kıpırdama!
Gerisi kolay olacak.
Bir süre kalın.
Osaka'da kalıyorum.
Saatim zamanı her zaman doğru gösterir.
- Evde kalın.
- Evde kal.
Bir gün kaldı.
Tom kalmıyor.
Gerisini biz yapacağız.
Söylenecek çok az şey var.
Kapı kapalı kalır.
İtalya'da kalıyorum.
Bizimle burada kal.
Bir kişi kaldı.
Paranın geriye kalanını harcayın.
Onun kökeni bilinmemektedir.
Bu bir olasılık olarak kalır.
Gerisi kolay.
Ona yakın kalın.
Ne kadar kaldı?
Öğlene kadar kalıyorum.
Kalmıyorum.
Belki kalırım.
Kaç saat kaldı?
Buralarda kalmayın.
Cidden, bir yabancı olmayın.
- Gerisi doğal olarak izler.
- Gerisi kendiliğinden gelir.
Bunu yakında göreceğiz.
Hep kendin ol!
Hâlâ gizemini koruyor.
- Benimle burada kal.
- Burada benimle kal.
Biraz su kaldı.
Daha yapılacak çok iş var.
Bende sadece bir tane kaldı.
Tetikte ol.
Hiç yiyecek kalmadı.
Biraz para kaldı.
Kalan kaç taneye sahipsin?
Hiçbir şeyim kalmadı.
Yatakta kal.
Anlam, her şey soyup çıkarıldığında geriye kalan şeydir."