Examples of using "– „oh" in a sentence and their turkish translations:
Oh, Tanrım!
Oh, üzgünüm.
Ha! ha! ha! Sarhoş bir sincap! bu çok komik olacak.
Bakın!
Baksanıza!
Bakın!
Tanrım!
Tanrım, bakın!
Tanrım.
- Oh! Gerçekten mi?
- Ah! Gerçekten mi?
Oh hayır!
Ha, evet!
- Kapa çeneni!
- Kes sesini!
Oh! Muhteşem!
Bakın. Şuna baksanıza.
Tanrım. Olamaz!
Ah, ebeveynler.
aman abi yaa olmaz olur mu
Ah, bir çikolata tavşan!
Ah, kar!
Ah, sokak lambaları açıldı.
Tanrım, bakın, bir kartal!
Olamaz, şuna bakın.
Tanrım, kötü bir haberim var çocuklar.
aman aman herkes kaldırsın
Oh, o ucuz!
Oh, bu nedir?
Oh,üzgünüm.
Ah, böyle olma.
Oh, hayır!
Aman Allah'ım yağmur yağıyor.
Oh, iki gece, lütfen.
A, sen yarın uçuyorsun!
Ah! Bana nasıl olduğunu göster!
Aman Tanrım. Ne kadar da ayıp.
Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.
Ah! Onu bana göster lütfen.
Ama oldukça güçlü bir kokusu var.
Balık zamanı! Evet.
Tanrım, beni içine çekiyor.
Şuraya baksanıza.
yahu öğretmenler bizim her şeyimizdir.
yahu işte yanmayalım fazla
aman canım yok olsa ne olacak?
Ah! Bu adamı tanıyorum!
Oh, tren gecikiyor.
Ah, bir kelebek var!
Oh, bana ismini söyle!
Oh! O nereden geldi?
Ah, gerçekten üzgünüm.
Ooh, bilmiyor musun?
Oh, o kadar alçak gönüllü olma.
Oh, bana bir mola verin.
Ah evet, hatırlıyorum.
Ha, evet, haklısın.
Oh, elektrik kesildi.
Hum! Çok lezzetli görünüyor!
Aa, bak, bir göktaşı!
Oh, ne kadar özledim seni!
Oh, sporda iyi olmalısın.
Oh, o konuda endişelenmeyin.
- Oh, Tanrım!
- Tanrım!
Olamaz, bakın. Kaçtı.
Olamaz, ilaçlar nerede?
Nereye gittiler? Olamaz!
Tanrım, bu kötü!
Şimdi de onu göremiyorum.
Bu iyi bir his.
"Aman Tanrım, çok havalı değil mi?"
aman yahu ne olacak geç
A aman Allahım o da ne?
oh karınını doyuruyor böyle
Ah! Onu bana göster lütfen.
Ah, şimdi gerçekten garip ...
Ah, kahve gerçekten sıcak!
Oh, bir kuş gibi yemek yiyor.
Ah, bana lütfen Angela deyin.
Oh, Diana, bak, bir tavşan var.
Oh, yaşıyorsun! Allahıma çok şükür!
Tanrım, baksanıza. Resmen paramparça...
aman aman herkes kaldırsın dendi
Oh, yakında buna alışacaksın!
Oh, bu arada, sana söyleyeceğim bir şey var.
Oh, beyaz pantolonum! Ve onlar yeniydi.
Ah! Onun öpücüğü buzdan daha soğuktu.
Ah, Mary, harika görünüyorsun!