Examples of using "„aber“" in a sentence and their turkish translations:
Fakat
fakat
peki neden?
Ama yoklar.
fakat bilmelisiniz ki
değiştirecek ama ne zaman?
Ama ben,
Tabii ki!
Ama, ama ... o benim annem değil!
Bu üzücü ama gerçek.
- Ama çocukların var.
- Ama senin çocukların var.
Ama bunu bir düşünün:
Olsun.
bu yapılabilir ama...
Ama pala olmadan.
Peki ya sonra?
Ama hepsi değil.
Ama bu gece değil.
Ama pitonlar da öyledir.
diyeceğim ama hala daha
neredeyse ama neredeyse
Fakat oraya girip
Ama fire vermeden
Ama yıllarca televizyon medyası
ama karıncalarda
Nerdeyse ama nerdeyse
Ama onları korkutmak?
O, yine de pahalı.
Aması falan yok!
Çok soru soruyorsun.
Kesinlikle çok sorun var.
Sert ama adilsin.
Ama onlar onu neden yapıyorlar?
Fakat biliyor musunuz?
Ama kimse bundan bahsetmedi.
Ama gözyaşlarımın ötesinde
Tamam, karşıya geçelim.
Ama en azından işe yarıyor.
Basit! Her zaman kolay değil.
Ama asla pes etmeyin.
Ama ben bir Amerikalıydım.
Fakat bu doğru değil.
Fakat gördüğümüz şey bu değil.
Ama tatlarımız var, tadını seç.
fakat kontrasepsiyon kullanmıyor.
Ama buzullar eridiğinde,
Diğer yanında ise
ama söylemiyorsanız?
ama oldukça zor.
Ama bir sorun var.
Ama artık yeni teknolojiler kullanarak...
Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...
Fakat hava soğumaktadır.
Ama tehlikeyi sezen başkaları var.
Ama bu şehirli çete ayakta.
Ama bu tehlikeli olacak.
ama çoğunda potansiyel var.
ve küresel pazarda
diyecem ama
Hepsi değil ama birazı
Fakat kazı yaptıktan sonra
Fakat koronadan kaynaklı
ama şüphelendirici seviyede fazla temiz
ama çok ta değil yani
ama doğrusu posta,telgraf teşkilatı
fakat erkek suistimal etmez
fakat yaşamsal olarak malesef değil
Ama bu korona virüsten sonra
fakat bir tanesi var ki
ama sizde lütfen bu konuda
Fakat Leonardo kadavraları inceliyordu
Fakat bir kez daha
Ama Facebook biliyor.
ama gerçekliği biliyorsunuz...
Ancak bir şey oldu,
Ama sonra fark ediyorsun ki
Ama nefes almak zorundaydım.
O, ateş etti ama ıskaladı.
Ucuz kurtulduk.
Fakat ben istemiyorum.
O gerçekten kolay değildi!
Ama onun bir işe ihtiyacı vardı.
Eh, bu hızlı oldu!
Sadece lütfen dikkatli ol.
Ama o şanslıydı.
Senin kıyafetini seviyorum.
Nazik ama kararlı ol.
Ama biz neredeyiz?
Fakat o hâlâ hayatta.
Şimdi yalan söylüyorsun.
Mary güzel, değil mi?
Ama kimse ona inanmadı.
Ama hiç kimse ona inanmadı.
Ama kimse bana inanmadı.
Ne kadar üzücü!