Examples of using "„lebt" in a sentence and their turkish translations:
O yaşıyor.
- Tom yaşıyor.
- Tom hayatta!
- Tom yaşıyor!
- Tom hayattadır.
- Tom sağ.
O, İngiltere'de yaşıyor.
Hiç kimse sonsuza kadar yaşamaz.
- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.
O tutumlu bir şekilde yaşıyor.
- O hâlâ hayatta.
- O hâlâ yaşıyor.
O yalnız yaşıyor.
O konfor içinde yaşamaktadır.
Akvaryum balığı canlı.
- Tom yalnız yaşamaktadır.
- Tom tek başına yaşıyor.
- Tom kendi başına yaşıyor.
- Tom yalnız yaşıyor.
Hâlâ hayatta.
O çok uzakta yaşıyor.
Tom hâlâ hayatta mı?
Elvis Presley yaşıyor!
Tom tutumlu bir şekilde yaşar.
Burada kimse yaşıyor mu?
Burada kim yaşıyor?
- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.
"O ölü mü yoksa diri mi?" "O, hayatta."
O bir kral gibi yaşar.
Kuzeni Avrupa'da yaşıyor.
- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşar.
- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşıyor.
Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.
Gerçekten de gizli kapaklı bir hayat sürerken
Ve orada can veriyor
Yana Londra'da yaşıyor.
O lüks içinde yaşıyor.
Bu balık hâlâ canlı mı?
O, Londra'da yaşıyor.
Anne tek başına yaşıyor.
O muhtemelen hâlâ hayatta.
O, Fas'ta yaşıyor.
Artık burada hiç kimse yaşamıyor.
Bu hayata bir kez geliyoruz.
Babası yaşıyor mu?
Balık hala canlı mı?
Tom hala hayatta, değil mi?
O, Osaka'da yaşıyor.
Orada yalnız yaşamaktadır.
- O yoksul kenar mahallede yaşıyor.
- O, gettoda yaşar.
O, İngiltere'de yaşıyor.
Ailen nerede yaşıyor?
O çok eşlidir.
Benim ailem de burada oturuyor.
Erkek kardeşim orada yaşıyor.
Sylvia, Alsace'ta yaşıyor.
Fakat o hâlâ hayatta.
O, gettoda yaşıyor.
Büyükannem tek başına yaşıyor.
Libusza Poznań'da yaşıyor.
Ania, Gdańsk'ta yaşıyor.
- Umarım Tom yaşıyordur.
- İnşallah Tom sağdır.
Tom yurt dışında yaşamaktadır.
- Yalnızca bir kez yaşarsın.
- Sadece bir kez yaşarsın.
Tom bir hayal dünyasında yaşıyor.
Bay Smith şimdi Kyoto'da yaşıyor.
Amcası İsviçre'de yaşıyor.
O benim mahallemde yaşamıyor.
Tom şimdi İsviçre'de yaşıyor.
Eğer kıyı kesimlerinde yaşıyorsak
O, artık orada yaşamıyor.
O kırsalda yaşıyor.
O, ormanda tek başına yaşar.
O, şehirde yaşıyor.
O Tokyo'da yaşamayı seviyor.
Tom şimdi Boston'da yaşıyor.
O kampüs dışından yaşıyor.
O yurt dışında yaşıyor.
O kötü koşullarda yaşamaktadır.
O, bilgisayarı için yaşar.
Tom'un ailesi Boston'da yaşıyor.
- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşar.
- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşıyor.
O hala Lüksemburg'da mı yaşıyor?
Tom'un yaşamasını istiyorum.
Bu muhitte yaşıyor.
Tom'un hâlâ hayatta olduğunu umuyoruz.
Tom Boston'da yaşamayı seviyor.
Tom geçimini kampüsten sağlıyor.