Examples of using "Bescheid" in a sentence and their turkish translations:
Arkadaşlarınıza söyleyin.
Lütfen bize bildirin.
İşlerini iyi biliyorlar.
Tom'un bilmesine izin ver.
Kimse bilmiyordu.
Onlara bildir.
Ona bildirin.
Ona bildirin.
Tom'a bildireceğim.
Biz size bildireceğiz.
Sana yarın bildireceğim.
Her nasılsa, Tom biliyordu.
Onların hepsi biliyorlardı.
Onlar zaten biliyorlardı.
Sana önceden bildireceğim.
Bildiğimi biliyordun.
Gelip gelmediğini bize bildir.
Bir şey olursa bana bildirin.
Gelecek pazartesiye kadar bize bildir.
Yardıma ihtiyacınız olursa bana bildirin.
Başka kim biliyor?
- Senin bildiğini düşünüyordum.
- Bildiğini sanıyordum.
Tom Mary hakkında bir şey biliyor mu?
Tom'a bildirmeliyim.
Herkese bildireceğim.
Ben herkesin bildiğini düşündüm.
Tom'un bildiğini kim söylüyor?
Onlara bildirmem gerekiyor.
Ona bildirmem gerekiyor.
Ona bildirmem gerekiyor.
Onlara bildireceğim.
Ona bildireceğim.
Ona bildirmeliyiz.
Biz ona bildireceğiz.
Telefonla bana bildirin.
Telefon ederek haber verdi.
- Beni durumdan haberdar et.
- Beni durumdan haberdar edin.
O geldiğinde sana bildireceğim.
Gelip gelemeyeceğini bize bildir.
Gelip gelemediğini bize bildir.
Lütfen bana bildirin.
Ne zaman varacağınızı bize bildirin.
Tom biliyor mu?
- Hazır olduğun zaman bana bildir.
- Hazır olunca söyle.
- Tom biliyor.
- Tom bilir.
- Tom tanıyor.
- Tom tanır.
Herkes bilirdi.
Tom ne yaptığını biliyor mu?
Bana söylenmedi.
Herhangi bir şey olur olmaz bana bildir.
Onlar bildiğimi biliyordu.
Nerede olduğumu ona bildir.
Onların bilmesine izin veremem.
Ona bildiremem.
Ben ona bildiremem.
Tom zaten onun hakkında her şeyi biliyor.
Küçük kasabalarda, herkes birbirleriyle ilgili her şeyi bilir.
Tekrar bana ihtiyaç duyduğunda beni bilgilendir.
Ben daha sonra sana bildireceğim.
Eğer yorgunsan sadece bana bildir.
Meşgul olduğumuzu onlara bildir.
Ben sizin bu konuda her şeyi bildiğinizi umuyorum.
Bana bildir.
O döner dönmez bana bildir.
Bana niye söylemedin?
Herhangi bir yardıma ihtiyacınız olursa, beni bilgilendirin.
Hazır olduğunda bana bildir!
- İşini iyi biliyorsun.
- Bu işten anlıyorsun sen.
Tom gelirse lütfen bana bildir.
Kendi çocukların olduğunda anlayacaksın.
Bana onun ne zaman geleceğini söyleyin.
Tom bana daha önce bildirmeliydi.
O gelir gelmez bana bildirin.
Onu o kadar biliyor musunuz?
- Fikrini değiştirirsen, bize bildir.
- Fikrini değiştirirsen haberimiz olsun.
Karar verildiğinde size bildireceğim.
Şayet o buraya gelirse, sana hemen bildireceğim.
Geldiğini bize bildirmeliydin.
- Hazır olduğunda size haber vereceğim.
- Hazır olduğunda size bildireceğim.
Fikrini değiştirirsen bana bildir.
Ben onlara bildirmedim.
Ne yazık ki, hiç kimse bize söylemedi.
Acıyıp acımadığını bana bildir.
Kararlaştırılır kararlaştırılmaz haber edin lütfen.
Fransız edebiyatına aşinadır.
O ürün hakkında biraz daha bilgiye ihtiyacımız var.
Onu bulursam sana söylerim.
Önceden bana söylemeliydin.
"Neler oluyor biliyor musun?" - "Hayır. O zaman bütün bunlar ne demek oluyor?"
Oraya varır varmaz seni bilgilendireceğim.
Sipariş vermeye hazır olduğunuzda lütfen bana bildirin.
Mary her zaman son modaya uyar.
O, onun hakkında biliyor gibi görünüyor.
Başka bir şeye ihtiyacın olursa bana söyle.
altındaki bölgeden haberleri dahi yok