Examples of using "Hisz'" in a sentence and their turkish translations:
Sana inanıyor.
O, bana inanıyor.
- O Tanrıya inanmıyor.
- O Allah'a inanmaz.
Hayaletlerin varlığına inanıyor.
Tom bana inanır.
Oh, ama bu harika.
Tom sihire inanır.
Neden bana inanmıyorsunuz?
Kimse bana inanmıyor.
Bana inanıyor musun?
- Tom Allah'a inanmıyor.
- Tom Tanrı'ya iman etmiyor.
Fadıl, İncil'in söylediğine inandı.
Kız hâlâ Noel Baba'ya inanmaktadır.
Her şey daha yeni başladı."
Neden hiç kimse bana inanmıyor?
Küresel ısınmaya inanmaz.
Tom hayaletlere inanmıyor.
- Ama çocukların var.
- Ama senin çocukların var.
Tom evrime inanmıyor.
Artık kimse ona inanmıyor.
Kılı kırk yaran annenizi seviyorsunuz.
Kiliseye giden kimse Tanrı'ya inanır.
- Tom doğumdan sonra yaşama inanır.
- Tom doğumdan sonra yaşama inanıyor.
Bugünlerde hiç kimse hortlaklara inanmıyor.
Tom eski Yunan tanrılarına inanıyor.
- Tom düz Dünyacıdır.
- Tom bir düz Dünyacı.
Benim masumiyetime ikna oldu.
O, evrime inanmıyor.
Hiç kimsenin hayaletlere inanmadığını düşünüyorum.
- Niçin bana inanmıyorsun?
- Neden bana inanmıyorsunuz?
- Bana inansana.
Allah'a inanıyor musun?
Herkes farklı bir şeye inanıyor ama sadece bir gerçek vardır.
Tom'a inanmayan tek kişi sen değilsin.
Herhangi birinin bana inanıp inanmadığı umurumda değil.
Tom bazen gerçekten inanmadığı şeyler söylüyor.
Tom'un karısı Maria hâlâ Paskalya tavşanına inanıyor.
Tom'un inandığı şeyin arkasında duracak cesareti olduğundan şüpheliyim.
"Bunu onun çantasında buldum." "Aman Allahım! O benim!"
Tom başkalarının yapamadığı yerde kendisinin başarabileceğine inanıyor.
Hayaletlerin varlığına inanıyor musunuz?
"Ben tamamen yalnızım." "Ama bu hiç doğru değil! Arkadaşların var!"
Çünkü güzellik ve sevgiye olan ilk bakış açıları bu.
Kaç kişinin buna inandığını merak ediyorum.