Examples of using "Del tempo" in a sentence and their turkish translations:
Zaman istiyorum.
Yarın hiç boş vaktin var mı?
- Bu sadece zaman alır.
- Zamanla olacak.
- Tom zaman kaybetti.
- Tom boşa zaman harcadı.
Zaman alacak.
Hava durumu hakkında sızlanmayı bırak.
- Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
- Saatin nasıl geçtiğini hiç anlamamışım.
O sadece zaman kazanıyor.
Yarından sonra boş vaktin var mı?
Seninle biraz zaman geçirmek istiyorum.
Havadan şikâyet etmen bir işe yaramaz.
Hava hakkında konuşmak istemiyorum.
Hava durumu kimin umurunda?
Okumak için nadiren zaman buluyorsunuz.
Elbette zaman aldı --
Onlar hava hakkında sohbet ettiler.
Bu zaman alır.
Tom zaman istiyor.
Zaman alacak.
Tom'la zaman harcamayı seviyorum.
Sen hiç Boston'da zaman geçirdin mi?
Tom, Mary ile zaman geçirdi.
Seninle zaman geçirmek istiyorum.
Tom hava durumu hakkında şikâyette bulundu.
O, kızıyla vakit geçirmek istiyor.
O kızıyla birlikte vakit geçirmek istiyor.
''Çoğu zaman
Burası bir zaman makinesiydi.
Değişim zaman alacaktır.
Herkes zamandan korkar.
Tom benimle zaman geçirmek istiyor.
İnsanlar her zaman hava hakkında şikayet ediyor.
O mümkün ama zaman alacak.
Onlarla zaman geçirmekten zevk alıyorum.
Onunla zaman geçirmekten zevk alıyorum.
Diller zamanla değişir.
Onunla zaman geçirmekten zevk alıyorum.
O, zamanla fikrini değiştirdi.
Çiftçiler sürekli havadan şikayet eder.
Ben neredeyse her gün Facebook'ta vakit geçiririm.
Hiçbir şey zamandan daha önemli değildir.
Tom zamanın 50 yılın gerisinde.
Kaybedilen zamanı telafi etmek zordur.
Dinlenmek zaman alır.
İnsan her zaman vakit bulabilir.
Tom hava hakkında konuşmayı seviyor.
Hakikat, zamanın kızıdır.
Tom her zaman hava hakkında şikayet ediyor.
Hâlâ zamanımız var.
Sanırım Tom'la zaman geçirmek hoşuna gidecek.
- Zamanını boşa harcıyorsun.
- Zamanı harcıyorsun.
Diğer şeyler arasında hava durumunu konuştuk.
Zaman geçtikçe ve başarım arttıkça
Sevdiğimiz şeyleri yapmaktan çok çalışmaya zaman harcarız.
Erteleme zaman hırsızıdır.
Hava tahminine göre yarın yağmur yağacak.
Onunla vakit geçirmeyi seviyorum.
Hava raporları nadiren gerçekleşir.
Boston'da hiç zaman geçirdin mi?
Jane, Marie ile biraz zaman geçirdi.
Zaman geçerken bilgelik artar.
Tom Mary ile vakit geçirmek istiyor.
Diller zamanla evrim geçirir.
Tom zamanını boşa harcıyor.
Zamana ihtiyacım var.
Zamanla, şartlar yalnızca kötüleşti.
Facebook'ta en son ne zaman vakit geçirdin?
Uyanık olduğumuz saatlerin çoğunu işte geçiririz.
Yarın için hava tahmini nedir?
Fince öğrenmek zaman alır.
Hava durumu tahmini mutlaka güvenilir değildir.
Tom neden hapishanede zaman geçirdi?
Yarın için hava durumu nasıl?
Boston'da Tom ile vakit geçirdim.
Nadiren okuma için zaman bulabilirim.
Sahilde arkadaşlarla birlikte zaman geçirmek çok eğlenceli.
ama rotamızdan şaşmak zaman kaybetmemize neden oldu.
Ama rotamızı değiştirmek zaman kaybetmemize neden oldu.
ve zamanla, hem ekranda hem de ekran haricinde
Dil formu zamanla değişir.
Hava tahminine göre yarın hava güzel olacak.
O, onunla zaman geçirmeye can atıyordu.
"Siyah" sözcüğü zamanın azınlıklarının çoğunu temsil etti.
Boston'da en sevdiğin zaman harcama şeklin nedir?
Ama benim için, zamanından vazgeçip
ama geri dönüp suyu getirmek biraz zaman alacaktır.
İnsanlık tarihinin devasa ölçeğinin son zamanlarında
Tekrar tekrar aynı hataları yapıyorsun.
Hiçbir şeyin zamandan daha değerli olmadığı söylenir.
Tom zamanını tüketiyor.
ama geri dönüp su almak çok zaman alacak.
Tom ve Mary'nin birlikte zaman geçirmek istedikleri açık.
Fransızca öğrenmek zaman alır.
Gerçek bir tatil yaptığımdan beri bir süre oldu.
Hava raporu neydi?
Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.