Examples of using "だが" in a sentence and their turkish translations:
Belki de değil.
Reddediyorum.
Ama bir sorun var.
Ama bu iş riskli.
Edilebilir de.
Fakat orman faresinin böyle bir seçeneği yok.
Rakipleri çetin.
Ama bir sorun var.
Ama pitonlar da öyledir.
Ama her seferinde elinden kaçtılar.
- Seninle konuşmam gerek.
- Seninle konuşmalıyım.
John seksen yaşında ama hâlâ formda.
Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...
...ama sürpriz bir ziyaretçisi var.
Ama bir sorun var. Cooper atmacaları geleceklerini biliyor.
Fakat hava soğumaktadır.
Ama yolun karşı tarafında.
Ama katetmemiz gereken çok yol var.
Büyüyünce bundan uzak kaldım.
Fakat evren sonsuzdur.
ama akıllı seçimleriniz beni hayatta tuttu
Ama gece iyi göremediklerinden...
Ama 30 sırtlanlık bir klan...
Fakat pek yüz bulamıyor.
Ancak dişiyi etkilemeye çalışan sadece o değil.
Ama dikkati hemen dağılıyor.
Ama çok uzun sürdüremiyor.
Foklar daha atik.
Sonra göreve devam.
Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.
Ama bu dişinin son bir numarası daha var.
Toplantıya çağırmak istiyorum.
O fakir, ama dürüsttür.
Pekâlâ, kurudu sayılır ama sıcak.
Tabii yakalayabilirse.
Ama aralarında devler de vardır.
Ama tehlikeyi sezen başkaları var.
Ama rakipleri de var.
Klima çalışıyor gibi görünmüyor.
Aynı fikirde değilim.
- Onun zengin olduğu doğru ama bir cimridir.
- Zengin olduğu doğru ama cimri.
Ama kurtarılmanın başka bir yolu daha var.
Ama kurtarılmanın başka bir yolu daha var.
Ama avını görmek için ışığa ihtiyacı var.
...ama kararan hava yeni tehditler demek.
Fakat bu, çok büyük enerji tüketiyor.
Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.
Ama henüz yolun çok başında.
Fakat yer kavgası asla son bulmayacak.
Şafak sökmeden daha çok avlayacak.
O, zengin olarak mutlu değil.
Ben bir öğrenciyim fakat o değil.
O, bir kızdır, ama o cesurdur.
Canım bu gece dışarıda yemek istiyor.
Tom bir New Yorklu ama onun bir New York aksanı yok.
Sen bir profesyonelsin, ama ben bir amatörüm.
- Kaçmak utanç verici, ama faydalı.
- Kaçmak utanç vericidir ancak işe yarar.
Hava açık olursa yürüyüşe gideriz.
O zamana dek... ...annelerine bağımlılar.
Fakat buzun içinde saklanan başkaları da var.
Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.
Yine de paylaşmaya pek gönlü yok.
Fakat günümüzde yolları üzerinde engeller var.
Ama dişinin gönül eğlendirmeye vakti yok.
Annem kötü sağlığına rağmen her zaman çok neşeli.
O da ben de cazdan hoşlanırız.
O zengindir ama ağabeyi fakirdir.
Ama bazıları... ...burada hayat kurmuştur.
Ama gecenin olumsuz yanları da var.
Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.
ama sanırım enkaz dört buçuk kilometre doğuda kalıyor.
Keşke sınıfımız klimalı olsa.
Fakat şimdi benim için bir şey kalmadı.
Param olsa, sana ödeyebilirim.
Onun hikayesi garip, ama inandırıcı.
Aramızda kalsın, o bir yalancı.
Baş ağrım olmasaydı giderdim.
Ben yaşlı olsam da sen hala gençsin.
Yarın yağmur yağacak gibi görünüyor ama elimden geleni yapacağım.
Çok sıcak olmadığı sürece yürürdüm.
Fakat doğru hedefi seçmek tecrübe gerektirir.
Ama bu kadar açık bir alanda avlanmak zor.
Fakat daha karanlık gecelerde... ...altıncı bir his devreye giriyor.
Fakat buradaki tek avcılar foklar değil.
Ama dişi lider yakında su olduğunu biliyor.
Seninle baş başa konuşmayı tercih ederim.
Umarım hayalim gerçek olur.
Geçinebileceğimi umuyorum.
Tom yeni başladı fakat çabuk anlıyor.
A yeterlidir ama B yeterli değildir.
Bu bisiklet eski; ama hiç yoktan iyidir.
O, matematikten hoşlanır fakat ben hoşlanmam.
O bir İngiliz vatandaşı fakat Hindistan'da yaşıyor.
Anna'nın saçı kahverengi fakat Magdalena'nınki sarı.
Bu mümkün, ama olası değildir.
Aramızda kalsın, o bir homo gibi görünüyor.
Ben genç olsam, yurtdışına giderim.