Translation of "‎だが" in Turkish

0.035 sec.

Examples of using "‎だが" in a sentence and their turkish translations:

‎だが残念

Belki de değil.

だが断る。

Reddediyorum.

‎だが問題が

Ama bir sorun var.

‎だが危険だ

Ama bu iş riskli.

‎だが目立つ

Edilebilir de.

‎だがモリアカネズミは違う

Fakat orman faresinin böyle bir seçeneği yok.

‎だがライバルは多い

Rakipleri çetin.

‎だが問題が発生

Ama bir sorun var.

‎だがヘビも同じだ

Ama pitonlar da öyledir.

‎だが何度も逃す

Ama her seferinde elinden kaçtılar.

話があるんだが。

- Seninle konuşmam gerek.
- Seninle konuşmalıyım.

- ジョンは80歳だが、元気だ。
- ジョンは80歳だが、まだまだ元気だ。

John seksen yaşında ama hâlâ formda.

‎だが高感度カメラなら‎―

Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...

‎だが別の客が来た

...ama sürpriz bir ziyaretçisi var.

‎だが敵もいる ‎クーパーハイタカだ

Ama bir sorun var. Cooper atmacaları geleceklerini biliyor.

‎だが気温は下がる

Fakat hava soğumaktadır.

‎だが道の反対側だ

Ama yolun karşı tarafında.

だが道のりは長い

Ama katetmemiz gereken çok yol var.

‎だが足が遠のいた

Büyüyünce bundan uzak kaldım.

だが宇宙は無限だ。

Fakat evren sonsuzdur.

だが君の賢い判断で―

ama akıllı seçimleriniz beni hayatta tuttu

‎だが夜は視界が悪く‎―

Ama gece iyi göremediklerinden...

‎だが30頭の群れなら‎―

Ama 30 sırtlanlık bir klan...

‎だが相手にされない

Fakat pek yüz bulamıyor.

‎だがライバルも黙ってない

Ancak dişiyi etkilemeye çalışan sadece o değil.

‎だが集中力に欠ける

Ama dikkati hemen dağılıyor.

‎だが長くは続かない

Ama çok uzun sürdüremiyor.

‎だがオットセイは敏しょうだ

Foklar daha atik.

‎だが再び仕事に戻る

Sonra göreve devam.

‎だが夜は‎― ‎ハイエナの圧勝だ

Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.

‎だが最終兵器がある

Ama bu dişinin son bir numarası daha var.

ミーティングを開きたいのだが。

Toplantıya çağırmak istiyorum.

彼は貧乏だが正直だ。

O fakir, ama dürüsttür.

よし 生乾きだが― 温かい

Pekâlâ, kurudu sayılır ama sıcak.

‎追いつければの話だが

Tabii yakalayabilirse.

‎だが巨大な動物もいる

Ama aralarında devler de vardır.

‎だが他の者が気づいた

Ama tehlikeyi sezen başkaları var.

‎だが彼女にはライバルもいる

Ama rakipleri de var.

クーラーがきかないようだが。

Klima çalışıyor gibi görünmüyor.

失礼だが同意出来ない。

Aynı fikirde değilim.

- なるほど彼は裕福だがケチだ。
- なるほど彼は、金持ちだがけちん坊だ。

- Onun zengin olduğu doğru ama bir cimridir.
- Zengin olduğu doğru ama cimri.

だがまだ他にも道がある

Ama kurtarılmanın başka bir yolu daha var.

だがまだ他にも道はある

Ama kurtarılmanın başka bir yolu daha var.

‎だが夜は獲物が見えない

Ama avını görmek için ışığa ihtiyacı var.

‎だが別の危険が忍び寄る

...ama kararan hava yeni tehditler demek.

‎だが体力の消耗は激しい

Fakat bu, çok büyük enerji tüketiyor.

‎だが夜は全く状況が違う

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

‎だが まだ問題は山積みだ

Ama henüz yolun çok başında.

‎だが争いに終わりはない

Fakat yer kavgası asla son bulmayacak.

‎だが夜明けまで漁は続く

Şafak sökmeden daha çok avlayacak.

金持ちだが幸福ではない。

O, zengin olarak mutlu değil.

私は学生だが彼はちがう。

Ben bir öğrenciyim fakat o değil.

彼女は女の子だが、勇敢だ。

O, bir kızdır, ama o cesurdur.

今晩は外食したいんだが。

Canım bu gece dışarıda yemek istiyor.

トムはニューヨーカーだが、ニューヨーク訛りはない。

Tom bir New Yorklu ama onun bir New York aksanı yok.

あなたはプロだが私はアマチュアだ。

Sen bir profesyonelsin, ama ben bir amatörüm.

逃げるは恥だが, 役に立つ。

- Kaçmak utanç verici, ama faydalı.
- Kaçmak utanç vericidir ancak işe yarar.

- 天気がよければハイキングに行くのだがなあ。
- 天気がよければハイキングに行くのだが。

Hava açık olursa yürüyüşe gideriz.

‎だが今はまだ母親が頼りだ

O zamana dek... ...annelerine bağımlılar.

‎だが氷の中にも獲物はいる

Fakat buzun içinde saklanan başkaları da var.

‎体力の限界だ ‎だがメスは近い

Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.

‎だが分ける気はなさそうだ

Yine de paylaşmaya pek gönlü yok.

‎だが現代には障害物がある

Fakat günümüzde yolları üzerinde engeller var.

‎だが相手をする時間はない

Ama dişinin gönül eğlendirmeye vakti yok.

母は病気だが、いつも明るい。

Annem kötü sağlığına rağmen her zaman çok neşeli.

彼女はジャズが好きだが私もだ。

O da ben de cazdan hoşlanırız.

彼は、金持ちだが兄は貧乏だ。

O zengindir ama ağabeyi fakirdir.

‎だが中には定住する者もいる

Ama bazıları... ...burada hayat kurmuştur.

‎だが夜には危険も潜んでいる

Ama gecenin olumsuz yanları da var.

‎だが正確な場所は分からない

Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.

だが残がいは まだ約5キロ先だ

ama sanırım enkaz dört buçuk kilometre doğuda kalıyor.

教室にエアコンがあればいいのだが。

Keşke sınıfımız klimalı olsa.

だが今、俺には何も残ってない。

Fakat şimdi benim için bir şey kalmadı.

払う金があれば、払えるのだが。

Param olsa, sana ödeyebilirim.

彼の話は、奇妙だが、信じられる。

Onun hikayesi garip, ama inandırıcı.

内緒の話だが、彼はうそつきだ。

Aramızda kalsın, o bir yalancı.

頭痛さえなければいくのだが。

Baş ağrım olmasaydı giderdim.

私は年寄りだが、君はまだ若い。

Ben yaşlı olsam da sen hala gençsin.

明日雨のようだががんばろう。

Yarın yağmur yağacak gibi görünüyor ama elimden geleni yapacağım.

歩いてもいいんだが、暑すぎる。

Çok sıcak olmadığı sürece yürürdüm.

‎だが獲物の選択にも ‎経験が必要

Fakat doğru hedefi seçmek tecrübe gerektirir.

‎だが辺りに ‎身を隠す場所はない

Ama bu kadar açık bir alanda avlanmak zor.

‎だが真っ暗な夜は‎― ‎“第六感”に頼る

Fakat daha karanlık gecelerde... ...altıncı bir his devreye giriyor.

‎だが他にも ‎狩りをする者がいる

Fakat buradaki tek avcılar foklar değil.

‎だが先頭を行くメスに ‎迷いはない

Ama dişi lider yakında su olduğunu biliyor.

君と2人だけで話したいのだが。

Seninle baş başa konuşmayı tercih ederim.

願いが現実になるとよいのだが。

Umarım hayalim gerçek olur.

何とか収支が合えばいいんだが。

Geçinebileceğimi umuyorum.

トムは初心者だが飲み込みが速い。

Tom yeni başladı fakat çabuk anlıyor.

Aは十分だが、Bはそうではない。

A yeterlidir ama B yeterli değildir.

古い自転車だがないよりましだ。

Bu bisiklet eski; ama hiç yoktan iyidir.

彼は数学が好きだが、僕は嫌いだ。

O, matematikten hoşlanır fakat ben hoşlanmam.

彼は英国人だがインドに住んでいる。

O bir İngiliz vatandaşı fakat Hindistan'da yaşıyor.

アナの髪は栗色だがマグダレナは金髪です。

Anna'nın saçı kahverengi fakat Magdalena'nınki sarı.

それは可能だが、まずあり得ない。

Bu mümkün, ama olası değildir.

ここだけの話だが、彼はホモらしい。

Aramızda kalsın, o bir homo gibi görünüyor.

私が若ければ、外国へ行くのだが。

Ben genç olsam, yurtdışına giderim.

More Words: