Examples of using "―我々は" in a sentence and their turkish translations:
Soult. İlk 3'ümüzü
Biz saat on birde yaymaya gideriz.
Biz tamamen galiptik.
Biz bir fırtınaya yakalandık.
Kahkaha ile güldük.
Bizim paramız bitti.
Biz tehlikede değiliz.
Biz onu gözden kaybettik.
Biz oyla karar verdik.
Biz telefonda konuştuk.
Biz yüksek sesle şarkı söyledik.
Biz politika tartıştık.
Biz dostluğumuzu derinleştirdik.
Dağın zirvesinde durduk.
- Biz ilk olarak vardık.
- İlk biz ulaştık.
Biz bir saldırı için hazırlandık.
- Sıkı bir savaş yaptık.
- Çok pis dövüştük
Biz günlük çalışırız.
Sonunda bir uzlaşmaya vardık
Var mıyız?
Günde üç kez yemek yeriz.
Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
Bizden yedi kişi var.
Biz özgürlüğü temsil ediyoruz.
Biz parka kadar yürüdük.
Biz dönüşümlü olarak araba sürdük.
Kyoto'ya kadar gittik.
Balığı çiğ yeriz.
Acele etmemize gerek yok.
Biz gözyaşlarına boğulduk.
Hepimiz başarı istiyoruz.
Gece için yol kenarı parkta yatacak bir yer bulduk.
- Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz.
- Sonuna kadar mücadele edeceğiz.
- Biz neredeyiz?
- Neredeyiz?
Biz 3'e 0 kaybettik.
- Bizim için her şey bitti.
- Bizim için artık yolun sonu.
Orada burada onu aradık.
Biz öyle bir vadideyiz ki.
Biz buraya akşam vardık.
- Annemize bir kol saati verdik.
- Annemize bir saat hediye ettik.
Burunlarımızla koklarız.
Biz onu belediye başkanı seçtik.
Biz onun emrindeyiz.
Biz onun davranışına şaşırdık.
Okumayı yazmayı öğren.
Biz düşmanı gafil avladık.
Etrafımıza baktık.
- Biz çevremizin etkisi altındayız.
- Biz çevremiz tarafından etkileniyoruz.
Londra'ya kadar otobüsle gittik.
Avrupa'daki seyahatlerimizden zevk aldık.
Bizim fırtınalı bir zamanımız oldu.
Biz kurallara itaat ettik.
Bir paund çay satın aldık.
Bir gün hepimiz öleceğiz.
Biz yedide kahvaltı yaparız.
Biz altıda istasyona vardık.
Biz gündüz çalışırız ve gece dinleniriz.
Yağmur bizi dışarı çıkmaktan vazgeçirdi.
Biz yol boyunca buluştuk.
Karanlığın örtüsü altında yol aldık.
Biz görevimizi başarıyla yerine getirdik.
Biz demokrasiyi temsil ediyoruz.
Budizm'de inanıyoruz.
Biz uçakla New York'a gittik.
Biz onu temsilcimiz olarak atadık.
- Biz onun dersini izlemeliyiz.
- Onun örneğini takip etmeliyiz.
Biz onu ülkeden sürdük.
Biz onun dürüstlüğünü alkışladık.
Biz onun önerisini kabul ettik.
Biz onun yaralarını gördüğümüze şaşırdık.
Biz onun ölümüne üzülüyoruz.
Zor bir durumla karşı karşıyayız.
Uzlaşmaktan başka seçeneğimiz yok.
- Yaşayabilmek için yeriz.
- Biz yeriz bu yüzden yaşayabiliriz.
Hayatı bir yolculuğa benzetiyoruz.
Biz işaret dili konuştuk.
Doğru kuzeye gittik.
Biz ormanda yolu şaşırdık.
Biz kazanmalıyız.
Kazanmamız gerektiğini söyledik.
Hazırlanma eksikliği nedeniyle başarısız olduk.
Sınırlı kaynaklarımız var.
Yamaçtan aşağıya doğru kaydık.
- Biz ulaşımdan yoksun bırakıldık.
- Biz ulaşımdan mahrum edildik.
Arabayı sırayla sürdük.
Gölün yakınında kamp yaptık.
Biz ipek mallar alıp satarız.
Ortak bir sürü sempatimiz var.
şanslıydık savaşı kazandık
Biz sık sık balığı çiğ yedik.
Sonunda anlaşmaya vardık.
Biz hırsızı ele geçirdik.
Biz onu oraya gönderdik.
Biz uzun bir yol geldik.
- Hep birlikte başladık.
- Hepimiz birden başladık.
Biz tepeden aşağı koştuk.
Peş peşe dinlendik.
Biz elimizden geleni yapmalıyız.
Sonunda, Kaliforniya'ya vardık.