Examples of using "しました。" in a sentence and their turkish translations:
Ben kan öksürdüm.
Ben rahatlamış hissediyorum.
Su kesildi.
"Sen yemek yedin mi?" "Evet, yedim"
arttığını tanımlıyorlar.
Ben emekli oldum.
- Beceriksizliğimi affedin.
- Sakarlığımı affet.
Anlıyorum.
- Sakinleştim.
- Ben sakin oldum.
Ben memnun oldum.
Saati kaybettim.
- Geçen yıl emekli oldum.
- Geçen sene emekli oldum.
- Ben geçen yıl emekli oldum.
yok olacağını düşünmek beni dehşete düşürdü.
, 1814'e kadar sürecek
Kestiğim için özür dilerim.
Ben şemsiyemi açtım.
Çok içmekten hastalandım.
Testleri derecelendirdin mi?
Oyun uygulamasını indirdim.
O bir kitap kaybetti.
durmadan çalıştık.
ve buraya da bir mikrofon yerleştirdik.
Epey heyecanlıydık.
çıkartma sesi çıkarıyordu.
Kazandılar.
Ölümcül bir şekilde.
derinden içerlemişti .
Régiment Royal'e kaydoldu.
ve Valensiya'ya geri çekilmeye zorladı ...
Ana yemeğimiz için balık yiyoruz.
Butona bastın mı?
Onu iki kez kontrol ettim.
O, savaşta öldü.
Ben futbol oynadım.
İndirme tamamlandı.
Motoru kontrol ettiniz mi?
Biz etkinliği erteledik.
Tenis oynadım.
Geçen yıl bir düşük yaptım.
Kolumu kırdım.
Bu sabah piyano çalıştın mı?
Biz trenle gittik.
Birlikte şarkılar yazdık ve kayıt aldık.
Ta ki anlayana kadar.
Seçildim
Eve doğru yol aldık.
hayatımda yeni bir sayfa açmıştım.
zor kazandıkları kazançlarını takip etmek için göndermeyeceği söylendiğinde öfkeyle patladı:
François bir konuşma yaptı.
İki yıl önce kürtaj oldum.
O bir at arabası tekerleği yaptı.
Siparişi doğruladım.
Ben geçen ay taşındım.
Toplantı bitti.
O geç kalktı.
Kitapları geri götürdün mü?
Ben bir koltuk ayırttım.
Ben çok etkilendim.
Parmak ucumu yaktım.
Plan başarısız oldu.
Isıtıcıyı kapattın mı?
- Kol saatimi kaybettim.
- Saatimi kaybettim.
- Bugün ne sorun gibi görünüyor?
- Bugün ne problem görünüyor?
Tom Mary ile cinsel ilişkiye girdi.
Gerçekten çıldırdım.
John pencereyi kırdı.
Jack'ten ne haber?
Benim şüphelerim temizlendi.
Hafta sonun iyi geçti mi?
Onu derhal aradım.
ancak sahada kalarak saldırıyı yönetti ... ki bu sonuçta başarılı oldu.
1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.
bu yüzden, insanlarla flört etmeye başladı
yapıştırdı.
Taramasını aldı, tabii ki.
Ben de bir deney yaptım.
Houston, bir sorunumuz var.
Bir kitap ödünç verdin.
Ben bir Microsoft Excel dosyası yükledim.
O ayağa kalkmaya çalıştı.
Onun konuşmasıyla hayal kırıklığına uğradım.
Ben bir kası incittim.
Uçuş 123 geldi mi?
O zaten eve gitti.
Cam kim tarafından kırıldı?
O doğruca şişeden içti.
Dün gece Tom'la konuştum.
Ben bir çanta aldım.
Sana zaten söyledim.
Büyüdünüz.
Tom bana bir soru sordu.
Harvard'tan mezun oldum.
- Biz spor salonunda basketbol oynadık.
- Spor salonunda basketbol oynadık.