Examples of using "じゃん」" in a sentence and their turkish translations:
Bugün sarhoş olalım!
Erkencisin.
- Harika!
- Işıl ışıl!
Taş, Kağıt, Makas
Tabii ki şaka yapıyorum.
Erken geldin.
Bu belli ki bir yalan.
O eğlenceli gibi görünüyor, değil mi?
Sana meşgul olduğumu söyledim.
Üzgünüm dedim, değil mi?
Her kolunda güzel bir kız olması güzel.
Aman Allah'ım yağmur yağıyor.
Uykuluysanız, uyumalısın.
- Sana sadece şaka yaptığımı söyledim.
- Size sadece şaka yaptığımı söyledim.
Kimseye söylememeni söyledim.
"Tom nerede?" "Nasıl bilebilirim?"
Ben senin kravatını beğeniyorum.
- Sana bunu kimseye anlatmamanı söyledim.
- Sana bunu kimseye söyleme demiştim.
- Bunu kimseye anlatmamanı söylemiştim sana.
Sen aptal bir kız değilsin, değil mi?
Bu kadar küçük bir şey hakkında endişe etmemelisin.
Niçin yağmurluk giyiyorsun? yağmur yağmıyor, değil mi?
İçinden ağlamak geliyorsa; gönlünce ağla.
"Öp beni!" "Ne, gerçekten mi? Sen öpüşmek yok demedin mi?"
O doğru olmak zorundadır.
Bu gerçekten sevimli.
Üzgün olduğumu söyledim.
Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
Ne deha o!
Doğum gününüz yakında geliyor.
"Öpmek yok dedim!" "Affedersin, dayanamadım."
- Bu saçmalığın dik alası.
- Saçmalığın daniskası.
Her zaman geç kalıyorsun.
Şimdiden acıktın mı? Öğleyin daha fazla yemiş olmalıydın.
Neye gülüyorsun? Bu gerçek. Şaka yapmıyorum.
"Neden şemsiyeni getirmedin?" "Bu sabah böyle iyi hava vardı!"
Ağlama. Ben de ağlamaya başlayacağım.
Hey, üzgün olduğumu söyledim.
Hey, bu pizza fena değil. Hiç de fena değil.
O filmi izlemeyi öneren sendin.
Arabayla gitmemeni söylememin nedeni odur.
"Ben şimdi Fransızca 1'den 100'e kadar sayabilirim." "Vay bu harika. Peki 100'den 1 kadar geriye doğru saymaya ne dersin?" "Hayır, o benim için hala imkansız."
"Fransızca öğrenmeye biraz ilgim var ama o zor değil mi?" "Hiç değil. İngilizceden 100 kat daha kolay!" "Gerçekten mi?" "Eh, en azından benim için öyle." "Bunun nedeni senin ana dilin olması gerçi"
"Tom, bunu sen çevirdin, değil mi? "Evet, Neden?" "Modemism nedir?" "Bilmiyorum ama o, metinde yazılı." "Gerçekten mi?" "Gerçekten! bak!" "Ah. bekle ama o modernism diyor."
Nereden bileyim?