Examples of using "ったのは―" in a sentence and their turkish translations:
Nereden esinlendiler?
Çocukluğumdan
Onunla tanışan bendim.
Yapı mimarisi kazandı.
Harvard sadece dört kez kazandı.
O, onun kırdığı bir bardaktı.
Tom gülen tek kişiydi.
Tüm kurabiyeleri kim yedi?
İstediğin her şey bu mu?
Jane istasyona neden gitti?
bu etkileşim arka planda kaldı
Amazon ise 1,4 milyar ödedi.
- Kardan adamı kim yaptı.
- Kardanadamı kim yaptı.
O, doğal olarak çok kızmıştı.
O söylediği doğrudur.
Dün oraya giden bendim.
Mary'nin dün satın aldığı neydi?
Dün karşılaştığım Jack'ti.
Bunun ciddi olduğunu biliyorum.
Onun bunu söylemesi şaşırtıcıydı.
İstediğim suydu.
Dün tanıştığım kişi Tom'du.
Onu yapanın Tom olduğunu düşünüyor musun?
Bunu yapan kişi Tom muydu?
Kızı kurtaran Tom'du.
Dün sabah Bay Carter'i gördüm.
Ve en son ne zaman giyindim veya kullandım?"
Bilgisayarda oturum açan son kişi kimdi?
En son hedefe ulaşan kimdi?
Alice'in konsere gittiği dündü.
Paris'te satın aldığım bu dolma kalemdi.
Tom'un hasta olduğunu biliyorum.
Daha sonra öğrendik ki ölen babamdı.
Onlara Bill Anders katıldı.
Dün Mike'ın aldığı bu raketti.
Bu onunla yaptığım ikinci buluşma.
Onun bir kat mülkiyeti aldığını biliyor muydun?
Onun birincilik ödülünü kazandığı doğrudur.
Orada aldığı bir kameraydı.
- Onunla ilk ne zaman tanıştın?
- Onunla ilk kez ne zaman karşılaşmıştın?
Bu eteği dün alan kişi Mary'ydi.
Dün bu raketi alan Mike'tı.
Oğlumun dün gece kırdığı bir vazoydu.
Dün bu resimleri alan kimdi?
Dün bu eteği satın alan kimdi?
Ben onunla üç yıl önce tanıştım.
En son ne zaman karşılaştık?
Tom yemeyi bitiren son kişiydi.
Onu en son ne zaman gördünüz?
Mary'nin dün satın aldığı bu etekti.
Onu yapanın Tom olduğundan emin misin?
Tüm kurabiyeleri kim yedi?
El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.
O madeni, dağın altıdan geçmek için kestirme olarak kullanmak iyi bir karardı.
Üç fikrim olduğunu söylerken yalan söylemiştim.
Anlaşmamızı bozan sensin.
Mary bu eteği dün aldı.
Mike bu raketi dün aldı.
O, Ohio'da doğdu ama Teksas'ta yetişti.
Bu sabah caddede rastladığım George'du.
Onun yardımı reddetmek bir hataydı.
- Dün yağmu yağması talihsizlik oldu.
- Dün yağmur yağması talihsizdi.
- Yolumu nehrin yakınında kaybettim.
- Yolumu nehir civarında kaybettim.
Fırtınadan dolayı trenler durduruldu.
Teklifini reddetmesine şaşmamalı.
Biletleri ödeyen kişi benim.
Onu sözünden caydıranın ne olduğunu düşünüyorsun?
Karşılaşmamız tamamen tesadüfi.
Sekiz yıldır ilk kez yüz yüze tanışıyorlardı.
Pencere camını kıran bu çocuktu.
Onunla gidemediğim için hayal kırıklığına uğradım.
Onunla son defa Londra'da gördüm.
Şemsiyeni yanına alman akıllıcaydı.
John geçen hafta kullanılmış bir araba satın aldı.
Beni etkileyen şey mavi gökyüzüdür.
Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.
En son ne zaman bisiklet sürdün?
Onun sınavda tam not aldığı doğru.
Seni en son ne zaman gördüğümü hatırlıyor musun?
Onun, gerçeği bilemediği doğrudur.
bir tesadüf değil.
ancak benim anlatmaya çalıştığım bu değil.
Hayatta kalamayanlar optimistlerdi.
Onunla ilk kez Kyoto'da karşılaştım.
Onun kazada ölmemiş olması bir mucize.
O yangından hayatta kalan tek kişiydi.
Ben uçağa ilk kez bindim.
Ben sadece bir hafta önce onu gördüm.
En sevdiği yemek ringo havyarıydı.