Examples of using "てください!」" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen bana yardımcı olun.
Yol aç.
Lütfen onun üzerinde düşün.
Ses seviyesini azaltın, lütfen.
Lütfen sağa dönün.
Lütfen bana yardım et.
Lütfen kapıyı aç.
Lütfen dikkatle dinleyin.
nefes alıp verdiğinizi farkında olun.
onu koruyun.
Dinlemeye devam.
Lütfen onu ara.
Yardıma ihtiyacım var.
Lütfen şarkı söyle.
Onun hakkında düşünün.
Lütfen pencereyi aç.
Lütfen kibar ol.
Lütfen bu kalemi bana ödünç ver.
Kapıyı iterek açın.
Lütfen geri çekilin.
Lütfen alçak sesle konuşun.
Onu yapmama izin ver.
başka bir gezegene gittiğinizi hayal edin
Lütfen ödememe izin verin.
Lütfen bunu açıklayın.
Lütfen bana bak.
Lütfen giyinin.
Kesinlikle gel.
Tekrar arayacağınızı umuyorum.
müdahale edin, bir şey söyleyin.
Lütfen notu elden ele gezdirin.
Lütfen onu Noel hediyesi gibi sar.
Lütfen gerçeği söyle.
Lütfen bana adını söyle.
Lütfen adresini bana söyle.
Lütfen bana ehliyetini göster.
Bir seyahat çeki bozdurmak istiyorum.
Ama bunu bir düşünün:
Kendiniz deneyin.
Elinizi kaldırın.
Şuna bakın.
Deneyin.
Sığır, lütfen.
Lütfen ayakkabılarını giy.
Lütfen onunla ilgili bir şey yap.
Lütfen bir şarkı söyle.
Radyoyu kapat, lütfen.
Bir tükenmez kalem ile yazın.
Lütfen yatağı yapın.
Saç kurutucunuzu ödünç alabilir miyim?
Lütfen benim için bir dilim ekmek kes.
Bana yardım et, lütfen.
Lütfen terliklerinizi giyin.
Bana 10 sent ödünç verebilir misin?
Gözlerini aç lütfen.
Kendini sıcak tutmalısın.
Dilinizi çıkarın, lütfen.
Dilini dışarı çıkar.
Lütfen radyoyu açar mısın?
Lütfen kenara çekilin.
Butona basın, lütfen.
Telefona cevap ver lütfen.
Kapıyı aç, lütfen.
Lütfen tereyağını bana uzat.
Lütfen kart dağıt.
Nefesinizi tutun lütfen.
Lütfen benimle konuşmaya gel.
Lütfen yeniden düşünün.
Bana pasaportunu göster.
Lütfen kenara çekin.
Lütfen dikkatli olun.
Lütfen onu değiştirin.
Gel ve bana yardım et.
Lütfen şişeyi aç.
- Lütfen onu yazın.
- Lütfen onu yazınız.
Onu tam doldurun.
- Lütfen bayrağı değiştir.
- Bayrağı değiştirin lütfen.
"Aah" deyin.
Tom, bu eldivenleri giy.
Şemsiyenin altına girmeme izin ver.
İletişimi koparma, lütfen.
Yol açın, lütfen.
Lütfen bana bir şey sor.
Lütfen benimle gel.
Düşüneyim.
Lütfen yakında kal.