Examples of using "ではない" in a sentence and their turkish translations:
Onlar metal değil.
O, Tom'dan başkası değil.
Para her şey değildir.
"O, müziği sevmez." " Ben de"
Onlar artık çocuk değil ama henüz yetişkin de değil.
Ve sadece İspanya'da değil ...
Avrupa bir ülke değil.
O, kibar biri olmaktan çok uzak.
Ben eskiden olduğum gibi değilim.
Onlar Amerikalılar gibi görünmüyor.
Sen bir korkak değilsin.
O bir aptal değil.
Bu bir talim değildir.
Bir kedi insan değildir.
Kabuklu deniz hayvanlarını sevmiyorum.
O bir Amerikalı değildir.
Tom dahi değil.
O bir kedi değil, köpek.
Bu tuz değil.
Ben üye değilim.
Ben çekingen değilim.
Ben bir öğretmen değilim.
O, bir kaplan değildir.
Sen artık bir çocuk değilsin.
Ben, onlardan herhangi birini sevmiyorum.
Bir Amerikalı gibi görünmüyor.
Bir Amerikalı gibi görünmüyor.
Bu iyi bir haber sayılmaz.
Mike voleybol takımının bir üyesi değildir.
O neredeyse bir araba değil.
Bu adil değil.
Japonya'da durum bu değil.
O zavallı değildir.
- Durum böyle değil.
- O, kanıt değildir.
- Olay bu değil.
O bir yalancı değil.
- O beni şaşırtmıyor.
- Beni şaşırtmadı.
- Bu önemli değil.
- O önemli değil.
- Bu önemli değildir.
O bir doktor değildir.
Bu Fransızca değil.
O suçlanmayacak.
Her şey mümkündür.
Yağmurda karanlık değil mi?
Fiyat önemli değil.
Jim eskiden olduğu gibi değil.
- O çok geç değil.
- Çok geç değil.
O benim tipim değildir.
Tom şimdi yalnız değil.
Bu doğru değil.
Siz böyle bir şeyi söylememelisiniz.
Tom artık başıboş bir çocuk değil.
Dünkü çocuk değilim.
Teniste çok iyi değilim.
Bir şekilde özel değil miyim?
yaşıyor ve büyüyor.
Onun yaptığında hiçbir kötü niyet yoktu.
Niçin bir taksiye binmiyoruz?
Söylenti doğru değildir.
Palto benim değil.
O, beyefendi değil.
Onun branşı tarih değildir.
Bu su içilebilir değil.
Bu cümle İngilizce değil.
Ben baharı sevmiyorum.
O benimle akraba değil.
O, dondurma istemiyor.
O, iyi şarkı söylemez.
O bir yalancı değil.
O benim arkadaşım değil.
Tom satrançtan hoşlanmaz.
Koko sıradan bir goril değil.
O, beş parasız değil.
Hayır.
Sporlardan hoşlanmam.
Elmaları sevmem.
Alice'i sevmiyorum.
O portakal sevmez.
Ben yeni takımın kaptanı değilim.
Dondurma sevmem.
- O, kahveyi sevmez.
- O, kahve sevmez.
Ben klasik müziği sevmiyorum.
O artık bir çocuk değil.
Japonya'da durum böyle değil.
Bu bir hata değil.
Ben bira istemiyorum.