Examples of using "クリスは" in a sentence and their turkish translations:
Chris buraya gelecek.
Chris kılıcını salladı!
Chris, vampir şövalyeyi yendi!
Chris'in süreceği bir arabası yoktu.
Chris'in bir arabası yoktu.
Chris yarın işe gelemeyecek.
Chris yarın çalışamaz.
Chris üniversiteye gitmek için can atıyor.
Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
- Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.
- Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.
Chris ona bir hediye getirdi ve cesurca ona verdi.
Chris o zor ev ödevinden çok güzel bir derece aldı.
Chris'e sırlarını anlatman tehlikeli çünkü herkese söyler.
Chris evleri boyamak için kiralandı ve para toplayabildi.
Chris kendi başarısından Beth'in mutlu olacağına emindi.
Chris Kate'i tuhaf bir çocukla mahallede yürürken fark etti.
Chris'in yüreği öylesine örselenmiş ve boşluktaydı ki düzelebilmesi mümkün olmadı.
Chris çocuğu matematik sınıfından tanıyordu ve çok kıskanıyordu.
Chris onun en sevdiği kızı, Kate'i gördü, Beth ile özel görüşüyordu.
Chris, Beth'in değerli kol saatini bulamadığını duyduğunda üzüntüsünü gizleyemedi.
Daha sonra, Chris utandı ve özür diledi ve Beth onu bağışladı.