Examples of using "'sim" in a sentence and their turkish translations:
Evet, evet, tabii ki.
Emredersiniz komutanım!
Evet, korkarım öyle.
Evet, iki tane.
Var.
Evet!
Evet evet bu olabilir
Evet dedim.
Evet, elbette.
- Ben öyle düşünüyorum.
- Sanırım öyle.
Evet, evliyim.
Evet dediler.
Evet, öyle olduğuna inanıyorum.
Evet, birazcık.
Tom evet dedi.
Evet, baksanıza.
Evet, baksanıza!
Evet efendim.
E tamam olabilir
Evet!
Evet.
Evet, acıyor.
"Anladın mı?" "Evet, her şeyi."
- Boyut önemlidir.
- Büyüklük önemlidir.
Evet, beni seviyorsun.
Ona göre, evet.
- Evet, bunu bilerek yaptım.
- Evet, bunu kasıtlı yaptım.
Hadi, bir göz atalım!
Evet, bakın, tüm aletler burada.
Evet, bu barut.
Evet, bakın. Burada.
Evet, hem de her biri.
çok net bir şekilde evet
aslında evet
Evet, bu zaten başladı.
Sanırım öyle.
Tom evet derdi.
Evet, gerçekten!
Evet, onu seviyorum.
Evet mi, hayır mı?
Evet, ben ağlıyorum.
Evet, anlıyorum. Teşekkürler.
Evet, bunu biliyorum.
Evet, o doğru.
"Gerçekten mi?" "Evet, gerçekten."
Evet, o Anthony.
Evet, zevkle.
Aslında, evet.
"Asla!" "Tabii ki, hayır."
Evet, biraz.
Evet, ne olmuş yani?
Evet, evliyim.
Evet, lütfen.
Evet, gideceğim.
" İçeri girebilir miyim?" "Evet, kesinlikle. "
Bildiğim kadarıyla, evet.
Evet demek istedim.
"Kalemin var mı?" "Evet."
"O genç mi?" "Evet, genç."
- “ Siz öğrenci misiniz?” “Evet, öğrenciyiz.”
- “ Siz öğrenci misiniz?” “Evet, öyleyiz.”
Tom evet demezdi.
Evet. Çok haklısın.
"Siz bir öğretmen misiniz?" "Evet, öğretmenim."
Evet, bakın, siyah.
Ama dokunarak yakalayabilir.
uyum sağlamaksa evet
evet savaşçı ruhluyuz
Evet tahmin ettiğiniz gibi
evet bu karıncaların sesi
evet yiyebiliyor
Evet onlar Vikingler!
Evet, Bob bana yardım etti.
"Diye tenis oynar mı?" "Evet oynar."