Examples of using "«Двадцать" in a sentence and their turkish translations:
Ben yirmiyi geçtim.
20, sen?
Muiriel yirmi yaşında.
Dört çarpı beş yirmidir.
Yirmi yıl uzun bir süre.
Beş kere beş yirmi beştir.
Burada yirmi aile yaşar.
O yirmili yaşların başlarında.
20 milyon kuyruklu yarasa.
O yirmi yaşında.
Muriel yirmi oldu.
Yirmi beş yaşındayım.
Neredeyse 20 yaşında.
Mary yirmili yaşlarındadır.
Tom yirmili yaşlarındadır.
"Saat kaç?" "Saat 3.20."
O yirmi bir yirmi daha bulaştırdığı zaman
20 yıl önce doğdum.
- O, 24 Haziran'da varacak.
- 24 Haziran'da gelecek.
- Ben 24 yaşındayım.
- 24 yaşındayım.
Ben 24 yaşındayım.
Bina yirmi kat yüksekliğinde.
Saat onu yirmi geçiyor.
- 20 yıldır evliler.
- Yirmi yıldır evliler.
Yirmi tane kebap ısmarlayalım!
Saat 6.20.
Günlerden 28 Mayıs.
Yirmi kelebek yakaladı.
Senin hissen yirmi dolar.
Onun yirmi çocuğu var.
Yirmi, güzel bir yaştır.
- Onun yirmi çocuğu var.
- O 20 çocuğa sahiptir.
- Yirmi çocuğu var.
O, yirmi dört yaşında.
Yirmi yedi yaşındayım.
Yirmi yıl zaten geçti.
Ben yirmi üç yaşındayım.
O yirmi yıl sürdü.
Kız kardeşim yirmili yaşlarındadır.
Ne alırsan 20 TL.
Noel 25 Aralık'tadır.
2 kere 13 26'dır.
Şirket 20 kişiyi işe almak istiyor.
Kaç yaşındasın? Ben yirmi altı yaşındayım.
Bina yirmi katlıdır.
Tekrar başladı!
Yangında yirmi kişi can verdi.
Parti 22 Mayısta düzenlendi.
Yirmi dakika içinde tekrar arayacağım.
Yaklaşık yirmi dakika içinde döneceğim.
Tren yirmi dakika geç kalacak.
Muriel henüz yirmi yaşına girdi.
Kuş uçuşu olarak, o buradan yaklaşık 20 mil uzakta.
O henüz yirmiye girdi.
20 yıldır ders veriyor.
20 avrom kaldı.
Ben 20 yaşına henüz girdim.
Esperanto 21. yüzyılın dilidir.
Bu kitap 20 dolar.
Muiriel yirmi yaşındadır.
Güneş gözlüğünün maliyeti yirmi pound.
Bir gün yirmi dört saattir.
Evsiz bir adama yirmi dolar verdim.
Yirmi dört saate ihtiyacım var.
Yirmi dakika içinde döneceğim.
- Saat sekiz ö.s.
- Saat 20.00.
Bir yangında yirmi kişi öldü.
Yirmi kişi partiye katıldı.
Biz yirmi dakika içinde dönüyor olacağız.
Her 20 dakikada bir otobüs var.
Bugün 28 Eylül Cumartesi.
O yirmi iki şubat'ta doğdu.
20 yıl önce doğdum.
Sadece yirmi yedi kişi hayır oyu verdi.
Ben 23 Mayıs'ta geleceğim.
O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
Yirmi yıldır konuşmuyorlar.
Sınıfımda yirmi yedi öğrenci var.
Benim doğum günüm 22 Martta.
Seni yirmi dakika içerisinde geri arayabilir miyim?
Öğretmen sayfa 21'deki egzersizi atladı.
On bir kere on bir, yüz yirmi bir eder.
O, her sabah yirmi şınav çeker.
O bir günde yirmi sigara içer.
İki saat yüz yirmi dakikadır.
O, günde 20 dolar kazanır.
- Bir sonraki otobüsü yirmi dakika beklemek zorunda kaldım.
- Bir sonraki otobüsü mecburen yirmi dakika bekledim.
- Bir sonraki otobüs için yirmi dakika beklemem gerekti.
Tom yirmili yaşlardayken yakışıklıydı.
Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.
O yirminin üzerinde.