Examples of using "«Дорогой" in a sentence and their turkish translations:
- Yola dikkat edin.
- Dikkatinizi yola verin.
Pardon, hayatım!
Köpek maması pahalıdır.
O mağaza son derece pahalı.
Kravat çok pahalı.
Memnuniyetle, canım.
Benim bilgisayarım pahalıdır.
Benim canım arkadaşım!
Bu sözlük pahalıdır.
Bu kravatın fiyatı fazla yüksek.
Akşam yemeği pahalıydı.
Bu cep telefonu gerçekten pahalı.
Yürüdüğün yolu göz önünde bulundur.
Sen Mary için pahalı bir şemsiye aldın.
biz yok canım öyle bir şey diye bağırırız
Bu restoran çok pahalı.
Bu kamera çok pahalıdır.
Teşekkür ederim canım.
Merhaba tatlım.
Bu son derece pahalı bir mağaza.
Bu kravat çok pahalı.
Bu bilgisayar çok pahalı.
Pahalı bir bilgisayarım var.
- Bu yoldan gideceğim.
- Böyle gideceğim.
Çok pahalı bir akıllı telefon.
Şu motosiklet pahalı değil.
O kravat çok pahalı.
Tom pahalı bir spor araba aldı.
O tarafa gitti.
Lütfen buyurun efendim.
O çanta pahalı görünüyor.
Bu biraz pahalı.
Bu ekmek çok pahalı.
Bu peynir çok pahalı.
Gözlerini yolda tut.
- Yola bak.
- Dikkatinizi yola verin.
Neden bu pahalı sözlüğü aldın?
Pahalı otoparklardan mı?
aman canım yok olsa ne olacak?
Bulaşırsa bulaşsın canım ne olacak
Tom yanlış yoldan gitti.
Pahalı bir araba bir statü sembolüdür.
İyi nasihat her zaman pahalı değildir.
Benim Internet bağlantısı yavaş ve pahalı
O takım pahalı görünüyor.
Tom adımlarını yeniden izledi.
Tom Mary'ye pahalı bir şemsiye aldı.
Kendime çok pahalı bir spor araba aldım.
Oradan da okyanusa ulaşmak için açık bir yolu var.
olmuyordur canım. Olmaz yani
tamam canım kabartma havan figürü var
Bu pahalı sözlüğü neden aldın?
İyi bir restoran ama oldukça pahalı.
Tom bu şekilde gitmiş olmalı.
Bu pahalı sözlüğü niçin satın aldın?
Oraya gitmek için daha kısa bir yol var mı?
Neden bu kadar pahalı bir sözlük aldın?
Tom, Mary'yi pahalı bir restorana götürdü.
Park caddesi toprak bir yoldu.
Londra Delhi'den daha pahalı.
Biz sevgili büyükannemizi özledik.
Tom Mary'ye pahalı bir hediye satın almak istedi.
O kendi yoluna gitti, ben de kendiminkine gittim.
O, çok pahalı bir restoran olmalı!
İyi ayakkabılar için fazla para ödeyemezsin.
Kendi yolunu git!
O restoran benim için fazla pahalı.
Tom hangi yoldan gideceğini nasıl bildi?
Tom pahalı giysiler giymekten hoşlanır.
Hangi yoldan gitmem gerektiğini bilmiyorum.
Hangi yoldan gitmeliyim?
Ula gardaşım başka işiniz gücünüz yok mu?
Biz ayrıldık ve kendi yolumuza gittik.
Sevgili Noel baba, Noel için bir kız arkadaş istiyorum.
İstediğin herhangi bir yoldan gidebilirsin.
Pahalı bir bıçağı yanlışlıkla çöpe attım.
Ona yolda "Ölü adamı tanıyor muydunuz?" diye sordum.
- Yola dikkat et.
- Dikkatini yola ver.
Kabuki üzerine olan o kitap pahalı olabilir.
Tom kendisi için pahalı bir Noel hediyesi aldı.
Tom ve Mary pahalı bir restorana gittiler.
Tom pahalı giysiler giyiyor.
"nereye gideceğimi bilmiyorum"
aman canım bugüne kadar böyle gelmiş böyle
Zaten çok mühim birisi değil canım
Böyle pahalı bir eve kimin gücü yeter?
Bu araba çok pahalı.
Hangi yoldan gideceğiz?
Seni seviyorum, kalbim.
Merhaba tatlım, ben geldim.
Eve geldiğin yoldan dön.
Biz yoğun trafikten kaçınmak için, bir arka yoldan gittik.
Tatlım, iyi misin?
Böylesine pahalı bir bisikleti alacak kadar delisin.
O at çok pahalı.
Her insan farklı bir yol izlesede, hedeflerimiz aynıdır.
Sevgili Cecil! Senden gizlim saklım yok.
Pahalı mı?