Examples of using "«Трудно" in a sentence and their turkish translations:
Söylemesi zor.
Sana hayır demek zor.
Sizi şaşırtmak zor.
Sigarayı bırakmak zordur.
Herkesi memnun etmek zordur.
Zor bir zaman geçireceksin.
Seni tanımak zordur.
Uzaklığı belirlemek zor.
Seni aptal yerine koymak zor mu?
Seni anlamak zor.
Siz memnun etmesi zor bir adamsınız.
Odaklanmakta zorlanıyorum.
Sana inanmak zor.
Bunlar oldukça derin şeyler,
- Zor.
- Zormuş.
- Zor, değil mi?
- Sert, değil mi?
Zor mu?
Oldukça zor.
Kilo vermek zor.
Bunu seçmek zor.
Yunanca öğrenmek zor mudur?
Seni anlamak gerçekten zor.
Seni ciddiye almak zor.
Tom'a hayır demek zor.
- Zor, değil mi?
- Sert, değil mi?
Onu şaşırtmak zor.
Onu şaşırtmak zor.
Ben konsantre olmakta zorluk çekiyorum.
Bulması zor değil.
- Seninle çalışmak zordur.
- Seninle iş yapmak zordur.
Yunanca öğrenmek zor mu?
Hayal etmek zor.
O kadar zor muydu?
Seni anlamak çok zor.
Zordu.
Onları ikna etmek zor olacak.
Onu ikna etmek zor olacak.
Seni sevmemek zor.
Bu kelimeyi çevirmesi zor.
Seni memnun etmek çok zor.
- Teşekkür etmek senin için zor mu?
- Teşekkürler demek senin için zor mu?
Tom'a yalan söylemeyi zor buluyorum.
Tom'u idare etmek zor.
NB: Bunu söylemek zor.
Zordu
Çiğneme sorunum var.
Fransızcayı öğrenmek zordur.
- Zor bir zaman geçireceksin.
- Zor bir dönem geçireceksin.
Kestane soymak zordur.
Almanca öğrenmek zor mudur?
Nefes almada zorluk çekiyorum.
Alışkanlıkları bozmak zordur.
Yemek çubukları ile yemek yemek zor mu?
Onları bulmak zor.
Bu gerçekten zor.
Alıntıları çevirmek zordur.
Söylemesi zor.
Tom'un uygun olma sorunu var.
Tarif etmek zor.
Seçmesi çok zordur.
Tom nefes almada zorluk yaşıyor.
Sigarayı bırakmak zordur.
Zengin olmak zor.
O yapması zor bir şey.
Vejetaryen olmak zor mu?
Bunu kabul etmek zordur.
Bunu açıklamak zor.
Onu yapmak zor mu?
Vegan olmak zor mu?
Bu zor olacak.
Seni anlamak zor.
Sır tutmak zordur.
Öfkeyi kontrol etmek zordur.
Alışkanlıktan kurtulmak zor.
- Fransızca öğrenmek zor mu?
- Fransızca öğrenmesi zor mu?
O o kadar zor mu?
Nefes almak zordu.
Tom'u memnun etmek zor.
Bir iş bulmak zordur.
Bir ebeveyn olmak zor.
Jonathan'ı ikna etmek zor.
Bu çok zor.
Sakin kalmak zor.
Ona hayır demek zor.