Examples of using "глаз»" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir göz.
Gözlerim şişti.
Gözüme gözükme.
Gözüme gözükme!
Bir gözümü kapadım.
Gözlerini unutamam.
O benim gözüme vurdu.
Beni rahatsız eden benim sol gözüm.
Gözlerini ondan ayırma.
Onları görüş alanımdan çıkarın.
Hangi gözün ağrıyor?
Gözlerimi kapatamadım.
Gözlerini ondan ayırma.
Tom'un bir gözü kör.
Tom gözünü bile kırpmadı.
Paranın göz yoktur.
Bir takma gözüm var.
Bir örümceğin kaç tane gözü var?
Gözümü kırpmadım.
Bir gözümü açtım.
Gözüm ağrıyor.
Tom bir gözünü kapattı.
Sen gözlerimin ışığısın.
İnsan gözü bir kamera gibidir.
Gözlerimi açmadım.
Gözümü uyku tutmadı.
- Gözlerini unutamam.
- Onun gözlerini unutamam.
Gözlerinden yaş fışkırdı.
Gözlerinizi unutamam.
- Bir gözü kördü.
- Bir gözce kördü.
- Gözlerimi senden alamıyorum.
- Gözlerimi senden ayırmıyorum.
Gözlerimizle içine sızamadığımız bir dünyadır.
Top onun gözüne çarptı.
Yaşlı adamın bir gözü kördür.
Köpeğin bir gözü kör.
Gözlerimden birine toz girdi.
- Onun bir gözü görmüyor.
- Onun bir gözü kör.
Beni rahatsız etmeyi bırak.
Keskin bir gözün var, Tom.
Tom'un sol gözü seğirmeye başladı.
Gözümün önünden kaybol, Tom.
Gözlerimi muayene ettireceğim.
Benim sağ gözümde bir seğirme var.
Gözün niçin kırmızı?
Tom'u gözümün önünden alın.
Tom neredeyse bir gözünü kaybediyordu.
Tom'un sol gözünde görüş kaybı var.
Tom'u gözünden hiç kaçırma.
Kurt komşusunu yemez.
Sağ gözünü sol gözünden kıskanıyor.
Bizim farklı renkte gözlerimiz var.
Gözlerini Tom'dan ayırma.
Kartal gibi gözlerim var.
Sağ gözüm kör.
- Kesilen baş yerine konmaz.
- Çıkan göz yerine girmez.
Parktaki yeşil yapraklar göze hoş geliyor.
Tom gözlerini Mary'den alamıyordu.
Gözlerimi ondan alamıyorum.
Gözlerimi Tom'dan alamadım.
O, gözlerini ondan alamadı.
Tom gözlerini ondan alamadı.
Gözümü ondan alamıyordum.
Kapibaralar onu fark etti.
Gözden uzak olan, gönülden uzak olur
Mary Tom'un gözüne bir çubuk soktu.
Neredeyse bir gözünü kaybediyordu.
Tom'un sağ gözü yine seğiriyor.
Hırsız gözlerini o eve dikti.
Gözlerinden yaşlar döküldü.
Tom'un kedisi "Eye of the Tiger" şarkısını seviyor.
Gözümde bir şey var.
O gözlerini monitörden ayıramadı.
- Kız gözlerini onun üzerinden alamadı.
- Kız gözlerini ondan ayıramadı.
Tom'un sağ gözü yine seyirmeye başladı.
- Tam üstüne bastın!
- Taşı gediğine oturttun.
Ben dün gece hiç uyuyamadım.
Tom, Mary'nin gözündeki bağı çıkardı.
Tom'un gözünde bir şey var.
Tom, Mary'ye baktı.
Yüz yüze konuşalım.
Gözlerimi onlardan ayırmıyorum.
Gözlerimi ondan ayırmıyorum.
Gözlerimi ondan ayırmıyorum.
Onun gözlerinden sonsuz bir gözyaşı akışı düştü.
Jeannie'nin saçları gözlerinden daha maviydi.
Tom dün gece gözünü kırpmadı.
Sol gözüm kötü.
Gece zifiri karanlıktı.
- Bu gözlerin için zararlı gerçekten.
- Bu cidden gözlerine zararlı.
Gözüme biraz kum kaçtı.
- Onun sağ gözü kördür.
- Sağ gözü kördür.
Değerlendiren gözlerin baskısı altında tıkandım.
Bu çıngıraklı yılan görebiliyor ama gözleriyle değil.
İki gözü de mesafeyi ayrı ayrı ölçümlüyor.
Dün gece bir gıdım uyumadım.
O, gözlerini ondan alamıyor.