Examples of using "дали»" in a sentence and their turkish translations:
Bu bilet bana verildi.
Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
Bunu onlara verdik.
Tom, ömür boyu hapse mahkûm edildi.
Tom'a uyumak için izin verildi.
Biz size söz verdik.
Tom işten bir gün izin aldı.
Onlar bir söz verdi.
Biz ona birkaç tane elma verdik.
Onu ücretsiz aldım.
Biz zaten onu sana verdik.
Biz ona birkaç elma verdik.
Onlar sana hiçbir şey vermediler.
adamlar yıllarını vermiş
Onlara yiyecek verdik.
Mültecilere battaniye sağladık.
Biz çok çalışmak için zorlandık.
Onlar onu bana verdi.
Ona kaçma fırsatı verdiler.
Onlar bize söz verdi.
Bize ikinci bir şans verildi.
Kitabı kime verdin?
Açıkça belirtildi.
Biz onları kazandırdık.
Biz onlara birkaç elma verdik.
Biz ona bir elma verdik.
Onlar bir dizi konser verdiler.
Tom'a bir fırsat verilmedi.
Bana bir şans verilmedi.
Onu Tom'a verdik.
Bana iyi öğüt verdin.
Bana para üstünü doğru vermedin.
Biz onları sessiz tuttuk.
Onlar bir hediye seçmeme izin verdiler.
Onlar bize son bir şans verdiler.
Tom'a bir şans vermedin.
Onlar hiçbir açıklama yapmadı.
Sonunda bize gitmemiz için izin verildi.
Ona turuncu portakal verdik.
Onlar kaza için farklı açıklamalar yaptılar.
Tom'a bir parça kek verdiler.
Eski araban için onlar sana ne kadar verdiler?
Onlar size konser için bileti ne zaman verdi?
verdin kredi kartı bilgilerini
Siz Google'a para vermediyseniz
- Tom'a bir madalya verildi.
- Tom'a madalya verildi.
Onlar sana bir şans daha verdiler.
- Sana bilgi verdiler mi?
- Size bilgi verdiler mi?
Tom'a bir şans daha verdik.
Onlar ilanla bir aşçı arıyorlar.
Tom ona verilen suyu içti.
Bana paranın üstünü yanlış verdin.
Tom ve Mary onu bana verdiler.
Bana çok fazla değişiklik verdin.
Her birimize üç yüz dolar verildi.
Bunu onlara verdin mi?
Bunu ona verdin mi?
Onu ona verdin mi?
Ona Mary adı konuldu.
Onlara onu sana vermesini söyle.
Bana hakkında düşünecek çok şey verdin.
Tom'a bir güvenlik görevlisini öldürdüğü için ömür boyu hapis cezası verildi.
Allen'e çözülmesi imkânsız bir problem verilmişti.
Onu kime verdin?
Ona ne verdin?
Ona ne verdin?
Bana ne verdin?
Sahip olduğumuz her şeyi onlara verdik.
Bize ne verdin?
Onlara ne verdin?
Bunu bitirmek için bana yarına kadar süre verildi.
Sözleri bana umut verdi.
İşimiz bunlara fırsat tanımak.
Beatles 1996 yılında Tokyo'da beş konser verdi.
Bir söz verdin.
Onlar ona votka katılmış bir bardak portakal suyu verdiler.
Sen Tom'a benim telefon numaramı verdin mi?
Tom'a bir bıçak vermekten pişman olacağımızı biliyordum.
Sizin ona verdiğiniz neydi?
Bunu bana veren kişi sendin.
Korkarım ki yanlış numara çevirdiniz.
Sen bize hiç şans vermedin.
Bana çok fazla verdin.
Onlar valizlerimi toplamak için bana 3 gün verdiler.
- Tom bir şans daha aldı.
- Tom bir şans daha yakaladı.
Konuşmama izin verdiğin için teşekkürler.
Ona bir şans vermedin.
Ona bir şans vermedin.
Neden Tom'a para verdin?
Bana kaç sikke verdin?
Bana ne kadar para verdin?
Tek sahip olduğum şey bu.
Bunu bana verdiğin için teşekkürler.
Onlara şunu ona vermelerini söyle.
Onu bize verdin.
Onu kime verdin?
Bana bildirdiğiniz için teşekkürler.
- Sen bana sadece elli sent verdin.
- Sen bana yalnızca elli sent verdin.