Examples of using "четыре»" in a sentence and their turkish translations:
Dört.
O, dört santimetre kalınlığındadır.
Dört tane soru.
(Dört ton)
Üç kere dört, on iki eder.
Dörde beş var.
Bir karenin dört köşesi ve dört kenarı vardır.
Yağmur dört gün sürdü.
Ben dörtte gidiyorum.
Onun dört tane kızı vardır ve dördü de güzeldir.
Senin dört köpeğin var.
Savaş dört yıl sürmüştü.
- Bir köpeğin dört bacağı var.
- Bir köpeğin dört tane bacağı vardır.
Ben dörtte uyandım.
ve bir sonraki dört
İki kere iki dört eder.
34 yaşındayım.
Saat dört.
Dört tane bilet istiyorum, lütfen.
İki kere iki dört eder.
Dört gündür yemek yemedim.
İki artı iki dört yapar.
Tom sabahın dördünde çıktı.
Doktor ona dört dikiş attı.
- Ben 24 yaşındayım.
- 24 yaşındayım.
Altı ve dört on eder.
Tom'un kedisinin dört bacağı vardır.
Tom'un köpeğinin dört bacağı vardır.
Ben 24 yaşındayım.
Bir köpeğin dört bacağı var.
Toplantı dörtte dağıldı.
Bir yılda dört mevsim vardır.
Bir masanın dört bacağı var.
O, dörtte geri dönecek.
Dolores'in dört kız kardeşi var.
Bir karenin dört tane köşesi vardır.
34 yaşındayım.
Dört dil biliyorum.
Atın dört tane ayağı vardır.
Tom dört gol attı.
- Dört boyutluları hayal etmek zordur.
- Dört boyutluları görselleştirmek zordur.
Bir karenin dört kenarı vardır.
Başkan dört yıl boyunca yönetir.
Kitap dört dolar.
Dört gün kar yağdı.
O, yirmi dört yaşında.
Dört erkek kardeşim var.
Arabanın dört tekerleği vardır.
Juanito'nun dört kız kardeşi var.
Maria'nın dört erkek kardeşi var.
Dört fikir önerildi.
Dört evin önünden geçtim.
Otomobillerin dört tekerleği vardır.
Dört yaşındayken okuyabiliyordu.
Evimde dört tane yatak odası vardır.
İki kere iki dört eder.
Her dört saatte bir bu ilacı al.
Ben genellikle dörtte eve giderim.
Dört numara: Akışına bırakın.
Beş erkek çocuklu bir aileden geliyorum,
Yangında dört aile öldürüldü.
Sınıf dört gruba ayrıldı.
Japonya'da, 4 uğursuz bir sayıdır.
Bob "Dört buçuk pound" diyor.
Annemin dört erkek kardeşi var.
Saat dörtte geri arayacağım.
Biz sabah saat dörtte kalktık.
Japonya'da bir yılda dört mevsim var.
Bana dört beyaz tabak verin.
Benim için dört tane büyük patates satın al.
Onun dört adet telefonu var.
Yedi numaralı sayı, dört numaralı sayıdan daha büyüktür.
Dört aile yangında hayatını kaybetti.
Odada dört parça mobilya var.
Doktor ona dört dikiş attı.
İki artı iki, dörde eşittir.
Bugün dört yaşına giriyorsun.
Bir gün yirmi dört saattir.
Her köpeğin dört tane ayağı vardır.
Yirmi dört saate ihtiyacım var.
Pilavımız dört yuandır.
Ona dört dolar ödedim.
Dört saat içerisinde varacağım.
Tom yalnızca birkaç saat uyudu.
Ailemde dört kişi var.
Dört at merayı dolaşıyor.
Benim evimde dört oda var.
Tom'un dört ası vardı.
Biz ona dört dolar ödedik.