Examples of using "Menor”" in a sentence and their turkish translations:
Yeşil- önemi az.
Ufak bir sorun bu.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
Diğer yarısı ise azalmıştı.
Bu mutlak saçmalık.
Sen hâlâ reşit değilsin.
Hiç küçük kız kardeşim yok.
O, Tom'un küçük kız kardeşidir.
Benden iki yaş genç.
Benim ailem, babam, annem ve küçük kız kardeşimden oluşmaktadır.
Beş çocuğun en küçüğüyüm.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
Benim küçük kız kardeşim çok iyi şarkı söyler.
Sen Tom'dan üç yaş daha küçüksün.
Cookie 5 yaşın altındadır.
En genç oğlu beş yaşında.
Ben ondan dört yaş daha küçüğüm.
Ben ondan iki yaş daha gencim.
ve tabii ki daha kısa ömür beklentisi var.
Cookie Kate'ten on yaş daha gençtir.
Biz onu küçük kız kardeşinden ayırt edemeyiz.
Dert edeceğim en son şey bu.
Küçük erkek kardeşim biraz para istedi.
O benden beş yaş daha genç.
O, Mary'den üç yaş daha küçük.
Küçük erkek kardeşimle iyi geçiniyorum.
Tom üçünün en küçüğü.
Hayır, ben değilim. O benim küçük kardeşim.
- O benden iki yaş küçüktür.
- O benden iki yaş küçük.
Tom'un küçük kızı evlidir.
Tom Mary'den üç yaş daha gençtir.
Ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok.
En küçük erkek kardeşim büyükannemiz tarafından yetiştirildi.
Keşke Tom benim küçük erkek kardeşim olsa.
Senfoninin anahtarı Sol-minördür.
O, oyunda küçük bir bölümü oynadı.
Küçük erkek kardeşim benden daha uzundur.
- O kız kardeşimin fotoğrafı.
- O, benim küçük kız kardeşimin fotoğrafıdır.
Benim küçük erkek kardeşim ilkokula gidiyor.
Sen küçük olduğun için girmene izin verilmez.
Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
Küçük kız kardeşim şimdi kitapları iyi okuyabiliyor.
En küçük kardeşim o.
Bir ağabeyim ve bir küçük kız kardeşim var.
Küçük erkek kardeşinle her zaman tanışmak istedim.
Tom ailesinde en küçük çocuktur.
En küçük kız özellikle güzeldi.
- Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- Küçük erkek kardeşim TV izliyor.
daha ulaşılabilir ve düşük maliyetli.
Onun kız kardeşine ne olduğunu merak ediyorum.
Küçük kardeşim yazın her gün yüzer.
Tom, Mary'nin küçük kız kardeşine aşık.
Küçük kız kardeşim gençken evlendi.
Onun benden daha yaşlı mı yoksa daha genç mi olduğunu bilmiyorum.
Tom genç kız kardeşi Mary ile bir odayı paylaştı.
Tom, karımın küçük erkek kardeşinin bir arkadaşı.
Ne demek istediğine dair en küçük bir fikrim yok.
Bir öğretmenin aylığı bir avukatınkinden daha düşüktür.
Finansal kaynağı düşük olan okullar kalitesiz araç gereçle eğitim veriyor,
Ressam olarak amacım mümkün olan en düşük miktarı kullanmak.
- Avrupa Asya'dan daha küçük bir nüfusa sahiptir.
- Avrupa'nın Asya'dan daha az nüfusu var.
- Avrupa'nın Asya'dan daha az nüfusu vardır.
Bu tamamen saçma.
Ve kamusal alana katılımınızı sınırlayın.
O benim küçük erkek kardeşimdir.
O, küçük erkek kardeşine resmini bitirmesi için yardım etti.
John benim küçük erkek kardeşim.
Küçük erkek kardeşim hep oyuncak ayısı ile yatıyor.
New York'un nüfusu Tokyo'nunkinden daha küçüktür.
Reşit olmayan birinin refahını tehlikeye düşürdüğünüz için tutuklusunuz.
Japonya'nın nüfusu Amerika'dan daha azdır.
Ben ondan daha gencim.
Küçük kız kardeşim dün geceden beri bir diş ağrısı çekiyor.
Öğretmenin zevki öğrenmenin zevkinden daha az değildir.
Bu ondan daha küçüktür.
Standart bir terim olan "Perakende Satış 2.0" yerine
Küçük bir kaza yüzünden birkaç uçuş ertelendi.
Bu, küçük bir sorun değil.
Benim küçük erkek kardeşim gerçekten dağların fotoğraflarını çekmekten hoşlanır.
Bir öğretmenin maaşı bir avukatınkinden daha azdır.
Mary'nin ne yapmaya çalıştığı hakkında Tom'un en küçük bir fikri bile yok.
Nehirleri takip etmenin en büyük sorunu budur. Her zaman en az direncin olduğu yoldan giderler.
Küçük erkek kardeşim İngilizce okuyabilir.
gülme gazının ısınma enerjisi karbondioksitinkinden
Küçük kız kardeşimin 2 çocuğa sahip bu benim iki yeğenim olduğu anlamına geliyor.
Benden beş yaş daha gençtir.
Mary Tom'un küçük kız kardeşidir.
Bunun delice görünebileceğinin farkındayım fakat sanırım senin küçük kız kardeşine âşık oldum.
Herhangi bir açıklama yapılmadan kovulduk.
Küçük erkek kardeşim TV izler.