Translation of "Sí misma" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Sí misma" in a sentence and their turkish translations:

Y se dijo a sí misma:

ve kendi kendine

Le gustaba hablar sobre sí misma.

Kendinden bahsetmeyi severdi.

La evidencia habla por sí misma.

Kanıt gün gibi ortada.

La música buena habla por sí misma.

İyi müzik kendisi için konuşur.

Se vio a sí misma al espejo.

O, aynada kendini gördü.

Y ella nunca se devaluó a sí misma.

ve kendini hiç değersiz görmemişti.

Y eso es otra charla en sí misma.

ve bu başlı başına ayrı bir konuşma konusu.

Se sonrió a sí misma en el espejo.

Aynada kendine gülümsedi.

A ella parece gustarle hablar de sí misma.

O kendisinden bahsetmeye düşkün gibi görünüyor.

A ella le gusta hablar sobre sí misma.

O kendisi hakkında konuşmayı sever.

Mi mujer gasta demasiado dinero en sí misma.

Eşim kendine çok fazla para harcıyor.

Debe valerse por sí misma mientras su madre pesca.

Annesi balık avlarken kendi başının çaresine bakması gerek.

Ella se dijo a sí misma: "Soy muy feliz."

O kendi kendine "çok mutluyum." dedi.

María se dijo a sí misma "soy muy afortunada".

Maria kendi kendine, "çok şanslıyım" dedi.

- La gente que siempre habla de sí misma me aburre.
- La gente que habla de sí misma todo el tiempo me aburre.

Kendileri hakkında konuşan insanlar beni her zaman sıkar.

"¿Qué debería hacer a continuación?" -se dijo a sí misma.

O kendi kendine, "Sonra ne yapmalıyım?" dedi.

O decidirá aliarse a sí misma y a su creciente población

Ya da kendisi ve hızla büyüyen nüfusuyla

La nueva empleada se encerró a sí misma en el congelador

Yeni çalışan kendini dondurucuda kilitledi.

Ella respiró profundamente y luego comenzó a hablar de sí misma.

O, derin bir nefes aldı ve sonra kendisi hakkında konuşmaya başladı.

La competición en sí misma no es ni buena ni mala.

Yarışma aslında ne iyi ne de kötü.

Aun así, esta mujer aprendió por sí misma a leer y escribir,

Yine de bu kadın kendi kendine okumayı ve yazmayı öğrenmiş

Ella se decía "NO" a sí misma. Ella dijo "SÍ" en voz alta.

Kendisine "HAYIR" dedi. Yüksek sesle "EVET" dedi.

Ninguna definición de la poesía es adecuada a no ser que sea poesía en sí misma.

Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.

Si no fuera por los libros, cada generación tendría que redescubrir por sí misma las verdades del pasado.

Kitaplar olmasaydı, her nesil kendisi için geçmişin gerçeklerini yeniden keşfetmek zorunda kalacaktı.

- Tom le dijo a Mary que debería avergonzarse de sí misma.
- Tom le dijo a Mary que debería sentirse avergonzada.

Tom Mary'ye kendinden utanması gerektiğini söyledi.