Translation of "''cevaplar" in English

0.008 sec.

Examples of using "''cevaplar" in a sentence and their english translations:

Cevaplar değişti.

The answers have changed.

Cevaplar tamam.

The answers are all right.

Cevaplar arıyorum.

I'm looking for answers.

Cevaplar istiyoruz.

We want answers.

Cevaplar istiyorum.

I want answers.

Cevaplar mürekkeple yazılmalı.

The answers must be written in ink.

Bazı cevaplar istiyorum.

I want some answers.

Kolay cevaplar yok.

There are no easy answers.

Cevaplar istediğini biliyorum.

- I know you want answers.
- I know that you want answers.

Bu cevaplar yanlış.

Those answers are incorrect.

Hepimiz cevaplar istiyoruz.

We all want answers.

Tom cevaplar istedi.

Tom wanted answers.

Tom cevaplar arıyordu.

Tom was looking for answers.

Sorularımı cevaplar mısın?

Will you answer my questions?

Sorularıma cevaplar istiyorum.

I want answers to my questions.

O, cevaplar istiyor.

- He wants answers.
- She wants answers.

Mary cevaplar istiyor.

Mary wants answers.

İnsanlar cevaplar istedi.

The people demanded answers.

Cevaplar almaya kararlıyız.

We're determined to get answers.

Açık cevaplar yok.

There are no obvious answers.

Şimdi cevaplar istiyorum.

I want answers now.

''Cevaplar değişti.'' dedi Einstein.

"Well," said Einstein, "the answers have changed."

Sorulara doğru cevaplar verdi.

He gave correct answers to the questions.

Ben sadece cevaplar istiyorum.

I just want answers.

Beklenen bazı cevaplar vardı.

There were some expected answers.

Bazı beklenmedik cevaplar vardı.

There were some unexpected answers.

Para her şeyi cevaplar.

Money answers all things.

Sadece bazı cevaplar istiyorum.

I just want some answers.

O cevaplar sonunda gelecektir.

Those answers will eventually come.

Cevaplar ve çözümler sağlamaya çalışmakta

to the problem humanity faces

Öğretmen sorduğumuz her soruyu cevaplar.

The teacher answers every question we ask.

Sormaman gereken sorulara cevaplar istiyorsun.

You want answers to questions you shouldn't ask.

Bütün cevaplar talimatlara göre yazılmalıdır.

All answers must be written according to the instructions.

Biz bazı cevaplar bulmaya çalışıyoruz.

We're trying to find some answers.

Tom sadece bazı cevaplar istiyor.

Tom just wants some answers.

Tom cevaplar için umutsuzluğa kapılıyor.

Tom is getting desperate for answers.

Sami bazı cevaplar almak istedi.

Sami wanted to get some answers.

İyi cevaplar için iyi dereceler veriyorum.

I give good grades for good answers.

Aptalca sorular yok, sadece aptalca cevaplar.

There are no stupid questions, only stupid answers.

- Tüm cevaplar doğru.
- Tüm yanıtlar doğru.

All the answers are correct.

Bütün sorularımı doğru şekilde cevaplar mısın?

Will you answer all my questions truthfully?

Benim için bazı soruları cevaplar mısın?

Would you answer some questions for me?

Cevaplar, anlama yetisinin farklı derecelerini gösterir.

Answers display different degrees of understanding.

Şey, sanırım o, o soruyu cevaplar.

Well, I guess that answers that question.

Benim için bir soru cevaplar mısın?

Could you answer a question for me?

Bu soruya verilen bütün cevaplar yanlıştı.

All the answers to this question were wrong.

Uygulama problemleri için cevaplar kitabın sonunda.

The answers for the practice problems are at the end of the book.

Sorular çok, ama cevaplar çok az.

So many questions and so few answers.

- Tek yararlı cevaplar yeni soruları ortaya atandır.
- Faydalı cevaplar, sadece yeni sorular sorduran cevaplardır.

The only useful answers are those that raise new questions.

Bazı cevaplar istiyorum ve onları şimdi istiyorum.

I want some answers and I want them now.

Tom cevaplar istiyor ve onları şimdi istiyor.

Tom wants answers and he wants them now.

İşe yarar cevaplar beraberinde yeni sorular getirenlerdir.

The only useful answers are those that raise new questions.

Kötü cevaplar doğru olanlara giden yolu gösterir.

Bad answers show the way to the right ones.

Bazı cevaplar almadan önce ne kadar sürecek?

How long is it going to take before we get some answers?

- Sorumu cevaplar mısınız?
- Soruma cevap verecek misin?

Will you answer my question?

Bundan daha güzeli yok gibi cevaplar veriyoruz ya

We give answers as if there is no more beautiful than this.

Sorular ve cevaplar etkileşimde büyük bir rol oynarlar.

Questions and answers play an enormous role in interaction.

"Şu yeni bir şapkadan daha ucuz."diye cevaplar Susan.

"That's cheaper than a new hat," Susan answers.

Onun politikası hakkında soru sorulduğunda, aday sadece belirsiz cevaplar verdi.

Questioned about his policies, the candidate gave only vague answers.

- Sami bize mantıklı cevaplar verdi.
- Sami bize mantıklı yanıtlar verdi.

Sami gave us logical answers.

Irksal ön yargıya kayda değer cevaplar aramak için Minneapolis da dahil

They work with police departments across America, including in Minneapolis,

More Words:

yok

tom

Translate "arıyordu" to other language: