NE in English Translation - Examples Turkish with English translations

Ne? Ne dedin?

What? What did you say?

Ne balık, ne balinalar, ne zürafalar, ne filler

animals also miss them, as there are neither fish, nor whales, nor giraffes,

- Ne istiyorsunuz?
- Ne istiyorsun?
- Ne istersin?
- Ne istersiniz?

What do you want?

Korkuların ne? Umutların ne? Hayallerin ne?

What are your fears? What are your hopes? What are your dreams?

- Ne iğrenç!
- Ne kötü!
- Ne korkunç!

How awful!

Ne?

- What?
- Pardon?

- Ne yapacaksın?
- Ne yapacaksınız?

- What are you going to do?
- What will you do?
- What'll you do?
- What're you going to do?

- Ne dediniz?
- Ne dedin?

- What did you say?
- What were you saying?
- What'd you say?
- Say what?

- Ne öğreniyorsun?
- Ne öğreniyorsunuz?

What are you learning?

- Ne söyleyebilirim?
- Ne diyebilirim?

What can I say?

- Ne diyorsun?
- Ne dersin?

What do you say?

- Ne öğrendin?
- Ne keşfettin?

- What did you learn?
- What did you find out?

- Ne yazıyorsun?
- Ne yazıyorsunuz?

- What are you writing?
- What're you writing?

Sana ne ne olacak?

What's going to happen to you?

- Ne yiyorsun?
- Ne atıştırıyorsun?

What are you snacking on?

- Ne yapıyorsun?
- Ne yaparsın?

- What are you doing?
- What do you do?
- What do you make?
- What're you doing?

- Ne planlıyorsun?
- Ne planlıyorsunuz?

- What're you planning?
- What are you planning?

- Ne derdin?
- Ne diyecektin?

What would you say?

- Ne yiyeceksiniz?
- Ne yiyeceksin?

- What are you having?
- What're you going to eat?

Ne seversin? Ne sevmezsin?

What do you love? What do you hate?

Ne? Ne hakkında konuşuyorsun?

What? What are you talking about?

Ne var ne yok?

Which is new?

- Bu ne?
- Ne bu?

What is that?

- Ne alacaksınız?
- Ne içeceksiniz?

What are you going to drink?

- Ne yiyordun?
- Ne yiyordunuz?

What have you been eating?

- Soyadın ne?
- Soyadınız ne?

What is your surname?

- Ne yazık.
- Ne üzücü.

- What a bummer!
- What a bummer.

Ne var ne yok!

- What's going on?
- What is going on?
- What is happening?
- What's the matter?
- What gives?
- What's that about?
- What's the deal?
- What's shaking?

- Ne istiyorsunuz?
- Ne istiyorsun?

- What do you want?
- What is it that you want?

Ne? Ne dediğini duyamıyorum.

What? I can't hear what you're saying.

- Ne dikiyorsun?
- Ne ekiyorsun?

What are you planting?

- Ne okuyorsun?
- Ne okuyorsunuz?

- What are you reading?
- What're you reading?

Ne idik, ne olduk?

What were we and what have we become?

- Ne bakıyorsun?
- Ne bakıyon?

So, what're you looking at?

- Ne istiyorsunuz?
- Ne yiyeceksiniz?

- What do you want?
- What will you have?
- What are you going to have?
- What do you wish for?
- What would you like?

- Son durum ne?
- Ne var ne yok?

- What's new?
- What's up?
- Anything new?
- What is new?
- Which is new?

- Senin lakabın ne?
- Lakabın ne?
- Lakabınız ne?

- What's your nickname?
- What is your nickname?

- Ne yapmam gerekiyor?
- Ne yapmalıyım?
- Ne yapıyor olmalıyım?
- Ne yapayım?
- Ne yapmak zorundayım?

- What should I do?
- What am I to do?
- What do I have to do?
- What to do?
- What must I do?
- What do I need to do?

- Ne yapmam gerekiyor?
- Ne yapmalıyım?
- Ne yapıyor olmalıyım?
- Ne yapmak zorundayım?

- What should I do?
- What am I to do?
- What do I have to do?
- What am I supposed to do?
- What do I need to do?
- What should I be doing?

- O ne söyledi?
- O ne dedi?
- Ne söyledi?

What did he say?

- O ne yapıyor?
- Ne yapıyor?
- Ne iş yapıyor?

What is he?

"Bu ne zaman oldu?" "Ne, ne zaman oldu?"

"When did it happen?" "When did what happen?"

- Ne yaptın?
- Ne yaptın sen?
- Sen ne yaptın?

- What did you make?
- What have you done?
- What did you do?
- What've you done?

- Ne dedin sen?
- Ne söylemiştin?
- Ne demiştin sen?

What did you say?

Ne olduğunu ne o ne de sen unutacaksın.

Neither she nor you will forget what has happened.

O ne et ne de balık ne yer.

He eats neither meat nor fish.

- Ne sürpriz!
- Bu ne sürpriz!

What a surprise!

- Bu ne cüret?
- Ne cesaret!

What a nerve!

- O ne diyor?
- Ne söylüyor?

- What does she say?
- What is she saying?

İşin ne ? Burada ne yapıyorsun?

What is your occupation? What do you do here?

- Ne yapıyorum?
- Ben ne yapıyorum?

- What do I do?
- What am I doing?

- Ne gecikme!
- Ne gecikme ama!

What a delay!

- Ne dağınıklık!
- Bu ne dağınıklık?

- What a mess!
- What a mess.

- O ne dedi?
- Ne söyledi?

- What did he say?
- What did she say?

- O ne istiyor?
- Ne istiyor?

What does she want?

- Sırada ne var?
- Sıradaki ne?

What's next?

- Ne bok kafalı!
- Ne pislikmiş!

- What an asshole!
- What a prick!

- Ne pişiriyorsun?
- Ne yemek yapıyorsun?

- What are you cooking?
- What meal are you making?

- O ne yapıyor?
- Ne yapıyor?

- What is he doing?
- What does he do?

- Ne kadar hoş!
- Ne şirin!

How lovely!

- Ne için bekliyoruz?
- Ne duruyoruz?

- What are we waiting for?
- What're we waiting for?

Ne olduğu hakkında ne biliyorsun?

What do you know about what happened?

"Ne söyledin?" "Ne söylediğimi düşünüyorsun?"

"What did you say?" "What do you think I said?"

Ne yaptığımızı bulurlarsa ne olur?

What's going to happen when they find out what we did?

Sonuç ne iyi ne kötü.

The result is neither good nor bad.

- Ne rahatsızlık!
- Ne utanç ama!

What an embarrassment!

Selam, ne var ne yok?

Hello there, what's new?

- Ne soruyorsun?
- Sen ne soruyorsun?

What're you asking?

- Ne sipariş ettin?
- Ne emrettin?

- What did you order?
- What did you ask?

Ne giriş ne de çıkış.

Neither entrance, nor exit.

Ne önce ne de sonra.

Neither before nor after.

- Ne kadar güzel!
- Ne hoş!

How nice.

- Ben ne yiyorum?
- Ne yiyorum?

What am I eating?

- Ne dememiz gerekiyor?
- Ne söylemeliyiz?

What should we say?

Ne biliyorum ne de umursuyorum.

I don't know, nor do I care.

Ne yiyebilirim ne de içebilirim.

I could neither eat nor drink.

Ne olduğunu ne zaman söyleyeceksin?

When are you going to say what happened?

- Ne tavsiye edersiniz?
- Ne önerirsin?

What do you recommend?

- Ne düşünüyorsunuz?
- Sence?
- Ne dersin?

- What do you think?
- How about it?

Ne yapabileceğimizi ne yapamayacağımızı biliyoruz.

We know what we can and can't do.

Ne kâr ne zarar ediyoruz.

We're breaking even.

Ne zengin ne de ünlüyüm.

- I'm neither rich nor famous.
- I'm neither rich not famous.

Translation of "​​ne" in English

Translation of "ne" in English