Translation of "أعمق" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "أعمق" in a sentence and their turkish translations:

وهناك ما هو أعمق:

Bundan daha derin bir mesele var:

حفر حفر حفر أعمق

çıkarmak için kazdı kazdı daha da derine gidiyor

هذه أعمق نقطة في البحيرة.

Bu, gölün en derin noktası.

‫هذا الجليد أعمق كثيراً مما تصورت!‬

Kar sandığımdan çok daha derin!

‫كلما كانت أعمق وأكبر‬ ‫كان أفضل!‬

Ne kadar derin ve büyük olursa o kadar iyi!

‫نخوض في أعمق أعماق المياه المظلمة.‬

...bu karanlık suların daha da derinlerine iniyoruz.

‫أرجلها العريضة المشعرة‬ ‫تنزلق فوق أعمق الثلوج.‬

Geniş, kıllı ayaklarıyla en derin karda bile süzülerek ilerler.

الهدف الرئيسي من الخدعة هو القيام بشيء أعمق.

Bu numaranın gerçek amacı asıl büyük parçamız için bir şey yapmaktı.

لكنني أدركت أنه كلّما غرقت أعمق في كتبي،

Ancak kitaplarıma daha derinden bakmayı öğrendikçe,

‫هذا الوحل أصبح أعمق بكثير،‬ ‫مع اقتراب المد.‬

Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.

‫في كل مرة تخرج فيها ساقك،‬ ‫يبتلعها لمسافة أعمق قليلاً.‬

Bacağınızı her çekişinizde, daha da derine doğru emiyor.

أعمق نقطة داخل الأرض حتى الآن وجدنا فيها كائنات حية ميكروبية

Şimdiye kadar dünyada mikropları bulduğumuz