Examples of using "ادعى" in a sentence and their turkish translations:
iyi olacağını iddia eden bir uzman vardı.
altında mükemmel bir tünel ağı olduğu iddia edildi
İş arkadaşı otobüsü kaçırmış olduğunu iddia etti.
gerçekten iddaa edildiği gibi uzaydan çekilmiş bir fotoğrafıda yok
Humeyni'ye göre ise ancak İran gibi halk desteğine sahip bir ülke, İslam dünyasının gerçek temcilcisi olabilirdi.