Translation of "الحفاظ" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "الحفاظ" in a sentence and their turkish translations:

لنتأكد أن بإمكاننا الحفاظ

onunla normal, kontrol edilebilir, sevgi dolu bir ilişki kurmak için

نسيج تاريخي يجب الحفاظ عليه

tarihi dokunun korunması için

إن لم تستطع الحفاظ على تركيزك،

Eğer konsantrasyonunu koruma yeteneğini yitirirsen

من أجل الحفاظ على خط متين.

ve düz bir çizgiyi korumak için bunu yaptı.

‫يعتمد هذا الأمر‬ ‫على الحفاظ على التوازن.‬

Bu tamamen... ...dengenizi korumakla ilgili.

بدلًا من الحفاظ عليها لإطعام أجيال المستقبل.

yok olmalarını öylece durup izlemek çok kolay.

لكن في الحقيقة، شرعت في الحفاظ على القصة

Ama sonunda, bakır levha gravürleri ve tipo açıklamalarını kullanarak

مع الحفاظ على ميزة أطول غرفة للصلاة قائمة

en uzun süre ayakta kalan ibadethane özelliğini korumakla beraber

وكذا المساعدة في الحفاظ على المحتوى الغذائي في الخضر.

tarımsal tedarik zincirini de kısaltmaya yardımcı olabilir.

‫سيكون الأمر الصعب‬ ‫هو الحفاظ على اتجاهنا بعد النزول هناك.‬

Bunun zor olan yanı, aşağıdayken yönümüzü belirlemek olacak.

استخدموا هرم الكوارتز من أجل الحفاظ على أجسام أكثر قوة

cesetlerin daha sağlam kalabilmesi için pramitte kuartz kullanmışlar

" عنما تكون إجراءات التباعد الاجتماعى الأخرى من الصعب الحفاظ عليها

...kamusal alanlarında bez yüz maskelerini kullanmanızı öneriyor."

المنحدرات الجبلية، مع الحفاظ على تراجع القتال تحت ضغط المغول المتزايد

ve dağ eğimlerinden geçerkende Moğol baskısına dayanıp savaşarak geri çekiliyorlardı.

عرش مولدافيا ، مع الحفاظ على يمين الولاء الذي منحه لابن عمه

destek verir ve ittifak yemini eder.

‫قرار حكيم في الصحراء. ‬ ‫الأولوية الأولى هي الحفاظ على ترطيب جسمك.‬

Muhtemelen çölde bunu yapmak akıllıcadır. Birinci öncelik: Suyunuzu ihmal etmeyin.

ومع ذلك، انسحبت قوات الأفلاق وترانسيلفانيا واختارت الحفاظ على سلامة قواتها،

Ancak Eflak ve Transilvanya birlikleri birliklerini savunmaya karar verdiler ve geri çekildiler.

‫وظيفة الحريشة الرئيسية كحيوان مفترس‬ ‫هي الحفاظ على أعداد الحشرات تحت السيطرة.‬

Kırkayağın avcı olarak temel görevi böcek popülasyonlarını kontrol altında tutmaktır.

‫يعتقد العديد من مناصري الحفاظ على البيئة‬ ‫أن عدوانية إنسان الغابة النادرة‬

Birçok çevreci, ender orangutan saldırılarını

بفضل القيادة الاستثنائية للبيبرس، فإن طليعة المماليك كانت قادرة على الحفاظ على الانضباط

Baybars'ın istisnai bir liderliği sayesinde Memlük Öncüleri disiplin altında kalıp

أنه لم يستطع أن يقضي الشتاء في الوادي، لأنه لن يستطيع الحفاظ على جيشه حتى الربيع.

...onun kışı vadide geçiremeyeceğiydi, bahara kadar dahi ordusunu dayandıramadı.

‫من أهم الأشياء في الصحراء‬ ‫أن تكون متيقظاً لوجود أي شيء ‬ ‫يمكنه مساعدتك على الحفاظ على ترطيبك.‬

Çöldeki en önemli şeylerden biri, su bulabileceğiniz şeylere karşı gözünüzü açık tutmaktır.