Examples of using "الحل" in a sentence and their turkish translations:
Peki çözüm ne?
Çözüm reformlarla başlıyor.
çözüme atlıyoruz
Peki çözüm ne olabilir?
işte, kolay lokmalar,
Sorun çözülemeyecek kadar zor.
Çözmesi zor bir problemdi.
Şimdi çözüme bakalım.
Çözüm basit: duvara doğru git,
İlk çözüm, işaretleri takip etmek
ama çoğunda potansiyel var.
Bu virüsün çözümü ise çok basit
ve ikinci yarı, çözümü keşfetmekle ilgili.
İkinci çözüm, sezgilerimize güvenmemektir.
ülkemizi dönüştürmenin cevaplarının onların ellerinde olduğuna
İyi haber şu ki bunu sağlamak çok basit.
para bağışlamanın tek çözüm olmadığını fark ettim.
sorun insanlar, çözüm ise teknoloji.
Bir kısmınız çözümü bugün yanınızda taşıyorsunuz:
şimdi internete bakıyorsun çözüm yolunu biliyorsun
Bu, tahmin edebileceğinizden
Harekete geçmeyi öldüren nu beş şeyi tanıdıktan sonra,