Translation of "الشكل" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "الشكل" in a sentence and their turkish translations:

قد يرمز الشكل الذي خلقوه مع يسوع إلى الشكل V ، الكأس المقدسة.

İsa ile birlikte oluşturdukları şekil ise V şeklini yani kutsal kaseyi sembolize ediyor olabilir

لا تعمل الأزمة بهذا الشكل.

Kriz bu şekilde işlemez.

لأن الأمر أسهل بهذا الشكل.

Çünkü kolay.

لذلك شيء يقوله بيضاوي الشكل

Yani eliptik dediği şöyle bir şey

ما الذي أغضبك بهذا الشكل؟

- Seni ne o kadar kızdırdı?
- Seni böyle kızdıran nedir?

الشكل الكروي الى شكل مسطح

algoritmalar oluşturmaya çalıştılar.

الشكل، المسافة،الأتجاه, و المساحة

yönde ve bulunduğu yerde değiş tokuşu beraberinde getirir.

عن ولعي بهذا الشكل من الفن.

konuşmaktan dolayı çok mutluyum.

وانتفخ ليتخذ الشكل المميز لجرة تاكوتسوبو.

ve bir takotsubonun şekline bürünmüştü.

لكن لا يعملُ الأمر بهذا الشكل.

Ama bu böyle işlemiyor.

لا تعمل قوة الاستياء بهذا الشكل.

Memnuniyetsizliğin gücü bu şekilde çalışmıyor.

كم عدد الذين فهموا هذا الشكل؟

Bunu kaçınız hatırlıyor?

وهكذا أصبح هذا الشكل هو المعيار.

ve bu standart hâlini aldı.

ولكن التمييز العنصري هو الشكل الأبرز،

Fakat ırk ayrımcılığı artık en belirgin formunda

أن بإمكاني جمع تلك الفكرتين بهذا الشكل.

her iki fikri de alıp tek fikirde birleştirebilirim.

من أن أتحدث بهذا الشكل أمام الناس.

insanlar karşısında ölsem daha iyi.

قليلاً، بهذا الشكل، باستخدام المجرفة. أترون؟ أعطني إياها.

Birazcık, aynen böyle. Kürekle. İşte böyle. Ver bana.

ولكن لا أعتقد أن الأمر سيسير بهذا الشكل.

Ama bence bu böyle olmamalı.

قال ليس بيضاوي الشكل ولا مستدير أو مسطح

Yuvarlak da değil düz de değil eliptik demiş

أن تُحرجوا بهذا الشكل عمدًا، لكن خطوةً بخطوة.

Bilinçli bir şekilde rezil oluyorsunuz ama adım adım.

ألن تعود المدارس قادرة على العودة إلى هذا الشكل؟

acaba artık okullar bu şekile dönemez mi?

شكل ذلك السكر من زيت الزيتون أكثر بيضاوي الشكل.

O olips şekerinin şekli işte biraz daha eliptik o oluyo

فحسب جوجل ، هذا بسبب قدرتها على حفظ الشكل والزوايا

Google'a göre bunun nedeni, Mercator'un şekil ve açıları korumadaki yeteneği,

درب عقلك اللاواعي مرارًا وتكرارًا عن طريق النية في الشكل،

"Ön yargılı olduğum birini görürsem o zaman bu karşı hareketi uyguluyorum"

يبدو من حيث الشكل مختلفاً عن القلب الطبيعي في اليسار.

ve soldaki normal kalpten oldukça farklı görünüyor.

بافتراض أن الغرض واضحٌ، فإننا نقفز سريعًا جدًا إلى الشكل.

Amacın zaten çok belirli olduğu düşünülüp doğrudan formata geçiliyor.

‫إذن تريدني أن أهبط بنفسي ‬ ‫وأن أحاول الوصول بهذا الشكل.‬

Demek aşağıya serbest inişle ulaşmamı istiyorsunuz?

علاوة على ذلك ، فإن الشكل الأكثر فضولًا هو فجوة الفم

Üstelik en merak ettiğim şekli, ağız kopuzu

الامارات مخططةً على افضل طراز ويعتقد البعض انها حديثة الشكل

en iyi şekilde planlanıyor ve bazıları şekil olarak modern olduklarına inanıyor,

فالبرازيل في الكرة الأرضية لها نفس الشكل في اسقاط ميركاتور

Dünya üzerindeki Brezilya, Merkatör projeksiyonunda Brezilya ile aynı boyuta sahiptir.

يجب أن تشرب بهذا الشكل... يجب أن يبدو من صوتها أنّها فارغة.

Böyle yapmalısın... Boşalmış gibi ses çıkmalı.

‫وأتذكر أنه كان هناك ذلك الشكل الغريب‬ ‫على يساري‬ ‫وكنت أغوص للعمق فحسب...‬

Solumda garip bir şekil fark edip aşağı ilerlediğimi hatırlıyorum.

تكون أول خطوة في سبيل التغلُّب على هذا الشكل من الشعور بالوحدة قد تمَّت.

bu yalnızlık biçiminin üstesinden gelmesi için ilk adım atılmış oluyor.

كان علي أن أقطعها في أماكن مختلفة و أمطها حتى أصبحت البلاد غريبة الشكل

bunu yerde kesmek zorunda kaldım ve ülkelerin kötü görünmemesi için büyük bir çaba harcadım.

لو لم يكن العالم على الشكل الذي هو عليه الآن، لاستطعت أن أثق بأي شخص.

- Dünya şimdi olduğu durumda olmasa, kimseye güvenemem.
- Eğer dünya şimdiki şeklinde olmasaydı herhangi birine güvenebilirdim.