Translation of "العثماني" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "العثماني" in a sentence and their turkish translations:

التعداد العثماني

Osmanlı da nüfus sayımında

في العهد العثماني

Osmanlı döneminde

محمد الثاني ، السلطان العثماني

tıpkı arkadaşları geleceğin Osmanlı Sultanı 2.Mehmed gibi..

البعض نسي العثماني بالفعل

bazıları ise Osmanlıyı çoktan unuttu bile

العناصر الأمامية للجيش العثماني.

Osmanlı ordusunun ana unsurlarını keşfetti.

التوسع العثماني في أوروبا.

kaçınılmaz olarak sınırlayacak olan Hıristiyan egemenliğini yeniden kurdu

لكن في أواخر العهد العثماني

Fakat Osmanlı'nın son dönemlerinde

لإلحاق هزيمة ساحقة بالجيش العثماني.

Murat'ın süvarileriyle birlikte çalıştı .

وتأمين الموقف العثماني في البلقان

Serre'de vasallarını toplayan Avrupalı ​​hükümdarların saldırısına da yol açacaktı.

اشتهر سلاح الفرسان الثقيل العثماني بانضباطهم،

Osmanlı ağır süvarileri disiplinleriyle tanınırdı,

لترسيخ الحكم العثماني على المدى الطويل

Osmanlı imparatorluğunun uzun sürelik birliği süresince hakimiyetin bazı biçimlerine sahip değildi.

العمود العثماني من أجل إبطاء المجريين القادمين،

yaklaşan Macarları yavaşlatmak için sıraya girmelerini emretti.

بدون قيادته القديرة، بدا الغزو العثماني المبكر

Onun böyle liderlik becerileri olmasaydı belki de Osmanlıların ilk fethi

كانت إسرائيل فلسطين تحت الحكم العثماني لقرون.

İsrail-Filistin Osmanlı yönetimi altındaydı. asırlardır.

والذي وضع استراتيجية التوسع العثماني الأول في أوروبا

ve ilk Osmanlı arazilerini Avrupa`ya taşımış Sultan I Murat da

هاجمت نخبة سلاح الفرسان العثماني الصليبيين، وأحاطوا بموقفهم تدريجياً.

Asil Osmanlı süvarileri Haçlılara saldırdı ve yavaş yavaş mevzilerini kuşattı.

تم إجبار مملكة فيدين على الدخول في المجال العثماني

Vidin Despotluğu Osmanlı alanına girmeye zorlandı ve

عند تفريق خط الأقنجي، وجد المجريون أنفسهم أمام الخط العثماني

Akıncıların dağılmasının ardından Macarlar, biçimlenmiş

مستعرفا بأن مواردها وقوتها البشرية يمكن أن تغذّي التوسع العثماني.

O, buranın kaynakları ve insan gücü sayesinde Osmanlı İmparatorluğunun arazisini daha da büyütebileceğini biliyordu.

مما قوّض النفوذ العثماني وزرع بذور التمرد في بعض المناطق.

Osmanlı nüfuzunu zayıflattı ve bazı bölgelerde isyan tohumlarını attı

بينما كان الجيش العثماني على بعد ساعات فقط، حان وقت الاستعداد للمعركة...

Ve Osmanlı ordusu sadece birkaç saat uzaklıkta olduğu için savaşa hazırlanma zamanı gelmişti.

عند إدراكه أن الخط العثماني يمكن أن ينكسر في أي لحظة، دفع ستيفان جواده إلى الأمام،

Yorgun Osmanlı ordusunun her an yok edilebileceğini anlayan Stefan, atına binerek

الآن سيواجه الجيش العثماني العظيم ، لكنه يأمل في أن تؤدي الحملة الصليبية التي دعا إليها البابا بيوس

Artık Osmanlı ordusu ile karşı karşıyadır. ümidi ise Papa Pious'un Osmanlı'ya