Translation of "الغوص" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "الغوص" in a sentence and their turkish translations:

الغوص في حشد سيارة رينو

Renault marka otomobilin kalabalığın arasına dalarak

‫وازداد العمق الذي يمكنني الغوص به.‬

ve daha derine batıyorum.

‫بشكل غريزي، لم أكن أرتدي بدلة الغوص.‬

Dalış kıyafeti giymemem gerektiğini içgüdüsel olarak biliyordum.

ديفيد: إذاً، أعتقدُ أن رحلات الغوص لا تخيفكَ بذلك القدر؟

DB: O zaman tahmin ediyorum, çok fazla şey seni korkutmuyor.

‫والحمد لله أنها تمكنت من الغوص عميقًا‬ ‫في ذلك الصدع.‬

Çok şükür, o çatlağın derinliklerine inmeyi başardı.

‫لكن الآن،‬ ‫باستخدام وسائل التصوير شديدة التطور،‬ ‫يمكننا الغوص في الأعماق الحالكة...‬

Fakat artık son teknoloji çekim teknikleri kullanarak zifiri karanlıklara dalabiliyor...

حتى لو كان لديه رقم هوية ، لا يمكنه الغوص في منتصف الدرس ،

ID numarası olsa dahi böyle lönk diye dersin ortasına dalamıyor