Examples of using "الغوص" in a sentence and their turkish translations:
Renault marka otomobilin kalabalığın arasına dalarak
ve daha derine batıyorum.
Dalış kıyafeti giymemem gerektiğini içgüdüsel olarak biliyordum.
DB: O zaman tahmin ediyorum, çok fazla şey seni korkutmuyor.
Çok şükür, o çatlağın derinliklerine inmeyi başardı.
Fakat artık son teknoloji çekim teknikleri kullanarak zifiri karanlıklara dalabiliyor...
ID numarası olsa dahi böyle lönk diye dersin ortasına dalamıyor