Examples of using "الفحم" in a sentence and their turkish translations:
Ben tehlikenin habercisiyim ve
Evet, hala kömür yakıyorlar.
üstelik bir kömür kadar kara aslında
Ancak Pekin'deki tüm kömür santrallerini kapattılar.
sığır geğirme ve yem üretiminin küresel ısınmaya katkıda bulunduğu