Translation of "القتال" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "القتال" in a sentence and their turkish translations:

القتال، ليس كثيرًا

mücadele etmeyse, çok fazla değil.

نبدأ في القتال،

savaşmaya başladık

القتال من أجلنا

Bizler için mücadele ediyor

وبعد فترة بدأوا القتال

ve bir süre sonra çarpışmaya başladılar

وحث نابليون على القتال.

ve Napolyon'u savaşmaya çağırdı.

يطالبون بفرصة من أجل القتال

Daha iyi bir dünya inşa etmek için

حتى لانز هزته وحشية القتال ،

Lannes bile savaşın vahşeti ile sarsıldı

لا يتخلى عن القتال مرة أخرى

Yine mücadeleden vazgeçmiyor

انهض ، قف ، لا تتخلى عن القتال

Get up, stand up, don't give up the fight

وبهذه الكلمات انضم هو أيضاً إلى القتال

Savaşa katıldı.

واصلوا القتال ضد الغازين سنة بعد سنة.

Her yıl işgalcilere karşı savaşa devam ettiler.

عندما تتجه الأخطبوطات نحو بعضنا البعض لبدء القتال،

Ahtapotlar kavgaya başlamak için birbirlerine doğru yaklaştıklarında,

بعد ساعة أخرى من القتال، تباطأ دفع المغول

Bir saat sonra Moğolların itişi yavaşladı.

كان القتال شرسا، حيث يريد الجانبان إثبات تفوقهما

Kavga gittikçe kanlı bir hal alıyor, iki tarafta üstünlüğünü kanıtlamak istiyor

لا أعلم إن كان هناك شخص يتذكر ذلك القتال

Buradaki hiç kimse bu dövüşü hatırlıyor mu bilmiyorum,

عند معمعة القتال وقع الصليب الحقيقي في أيدي المسلمين

Yakın dövüşte Gerçek Haç Müslümanlara düşer eller.

- لن يحل الشجار شيئاً.
- لن يحل القتال أي شيء.

Dövüş hiçbir şeyi halletmez.

‫عندها سيوجه هذا المخلوق الضخم مباشرة‬ ‫جسمه المدرع لخوص القتال.‬

bu devasa yaratık, zırhlı gövdesiyle doğrudan mücadeleye girer.

ألقى هاردرادا بنفسه في خضم القتال ، غير مسلح ، ممسكًا سيفه

Diyor . Hardrada, zırhsız bir şekilde iki eliyle

فشل في تحويل أي القوات الألمانية من القتال في فردان.

herhangi bir Alman birliğini Verdun'da savaşıyor.

استمرّ فرسان الإفرنجة المعزولون في القتال، لكن تضاءلت أعدادهم ببطء،

Şimdi izole edilmiş Fransız şövalyeleri savaşmaya devam ettiler, ancak sayıları azalıyordu,

المنحدرات الجبلية، مع الحفاظ على تراجع القتال تحت ضغط المغول المتزايد

ve dağ eğimlerinden geçerkende Moğol baskısına dayanıp savaşarak geri çekiliyorlardı.

عند القتال الفوضوي، تمكنوا من إغراق سفينة القرطاجية مع طاقمها بأكمله

Bu karmaşa da Kartaca donanmasından bir gemiyi bütün mürettebatı ile batırmayı başarıyorlar.

Davout والفيلق الثالث من القتال في طريقهم بوضوح والانضمام إلى الجيش.

Davout ve Üçüncü Kolordu kendi yollarına göre savaşıp orduya yeniden katılmayı başardılar.

الهروب. بعد ثلاثة أسابيع ، كانت قواته في خضم القتال في سمولينسك.

. Üç hafta sonra, birlikleri Smolensk'teki çatışmanın ortasındaydı.

في ساحات القتال مثل نيكوبوليس، لا تسمح الغابات الكثيفة والتضاريس المنحدرة

Nigbolu gibi yoğun ormanları ve dik yamaçları ile savaş alanlarında

كانت هذه ضربة للروح المعنوية، لكن مع ذلك، واصل الصليبيون القتال،

Fransız personelinin komutanı John Nevers yakalandı.

وكان القتال أشد دموية في الوسط، حيث كانت القوات المملوكية والصليبية المحمَّلة

Merkezdeki çarpışma Memlük atlıları ve Haçlı askerlerinin sert ve

بينما تحول القتال شمالًا، انخرط سلاح الفرسان السريع في هجمات الكر والفر

Muharebe kuzeye doğru ilerledikçe, hızlı süvari birlikleri vur kaç taktikleri uygulamaya başladılar.

استنفدت مشاة العدو بالكاد وكانوا غير قادرين على القتال وسرعان ما سحقوا

Yorgun, düşman piyade zar zor kavga etti ve çabucak bunaldılar.

بدا القتال غير حاسم، لكن هاته كانت حيلة أخرى من قبل حنبعل

Bir süreliğine savaşın gidişatı belirsiz gözükse de bu Hannibal'ın bir diğer tuzağıydı.

القتال في صربيا كلفت بالفعل حول 200000 عدد الضحايا في كل جانب.

Sırbistan'daki savaş zaten masraflı. Her iki tarafta 200.000 kayıp var.

على الفور أمر بايزيد السيباهي بالانضمام إلى القتال على الاجنحة ولكنه رأى

Bayazid, aniden yanlardaki askerlere savaşa katılmalarını emretti.

في عدة ساعات من القتال العنيف ، المعقل تغير اليدين أكثر من مرة.

Birkaç saat süren yoğun dövüşlerde, birden fazla kez el değiştirdi.

سراتسيمير البلغاري، الذي لم تكن لديه رغبة في القتال من أجل الأتراك،

Bulgar imparatoru Sratsimir Türklerle savaşmak istemediği için güçlü Vidi şehrini savaşmadan teslim etti.

حتى يصل للحظة الحرجة التي يعرف فيها أنه لا توجد وسيلة لتجنب القتال.

olmadığını anlayana kadar saldırgandan uzaklaşmaya çalışır.

في أقل من ثلاث ساعات من القتال، تم القضاء على الجيش الروماني بأكمله

Üç saatten kısa süren muharebede, koca Roma ordusu darma duman oldu.

لم تتح له الفرصة أبدًا لإثبات نفسه في ساحات القتال الحاسمة في الحرب.

Hiçbir zaman savaşın belirleyici savaş alanlarında kendini kanıtlama fırsatı bulamadı.

لم يكن بإمكان الإنكشاريين أيضًا القتال في وضع دفاعي، وكانوا غارقين في عدد

Soylu Yeniçeriler bile sadece bir köşede savaşabilirlerdi

"لا يزال بإمكاني رؤيته ، في المكان الذي كان القتال فيه أكثر سخونة ، يتحدث إلى

“Onu hâlâ, savaşın en sıcak olduğu noktada, erkeklerle konuşarak

في هذه الأثناء، انتشر القتال الفوضوي في الوسط بينما استولى الرومان على العديد من سفن العدو

Bu esnada, merkezde Romalılar birden fazla düşman gemisine mandallanmış vaziyette karmaşa gittikçe artıyor.