Examples of using "الوادي " in a sentence and their turkish translations:
Biz öyle bir vadideyiz ki.
Kanyon çok dar. Ben de kanyonun kenarından halatla inip
Kanyonun üstüne indik.
Bu kanyondan aşağı ineceğiz.
Kanyon yarığına indik
Tamam, şu kanyon yarığına inelim.
Vadiye bakan odayı sevdim.
Tamam, halat bizi çekti ve kanyona indik.
Yoksa bu yönde mi? Solda, kanyon yarığının olduğu yönde mi?
Tamam, yarıktan çıkmak için buradan gideceğiz.
Pekâlâ, kanyondan halatla inmemi mi istiyorsunuz?
Çeşitli noktalardan çıkış vardı.
Vadinin altına geçip dağlara ulaşmalıyım. Ah!
Ve şimdi de, kanyon bizi rotamızı değiştirmeye zorluyor
Burası kanyonun üst kısmından çok daha yeşil.
O yarığa halatla inmek bizi soğuk zincir güzergâhından çıkarıp
Yüksek dağlardan aşağı inip korunaklı eteklere indi.
İneceğimiz vadi orada! Vay canına, bir hava akımına kapıldık!
Bu kanyon yarığı da serin olduğu için hızlı buharlaşmıyor.
olduğunu düşünüyorsunuz. Akıllıca. Pekâlâ, o tarafa gideceğiz. Hadi.
Kanyon yarığından çıktık. Şimdi yine güneşin sıcağındayız.
kanyon yarığından halatla inip enkaza o şekilde mi ulaşmaya çalışacağız?
Süvarilerinin bir kısmına Memlük soluna saldırmalarını
Bu dikey kanyon duvarları yüzünden yukarı da çıkamam. Buna kayayla çevrelenmek deniyor.
...onun kışı vadide geçiremeyeceğiydi, bahara kadar dahi ordusunu dayandıramadı.