Examples of using "الوحيد" in a sentence and their turkish translations:
Ayrıca uykuyu -
Bu onların tek seçeneği.
bu konuda bir sıkıntı yok, tek şansımız bu.
Yorgun olan yalnızca ben değilim.
Sen teksin.
Sen benim tek çaremsin.
- Bu tek çıkış yolu.
- Tek çıkış yolu bu.
Dünya bizim tek evimiz.
Tek seçeneği... ...saldırmak.
Tek savunmaları, sayıları.
Tek arkadaşın olabilirim.
Bu tek alternatiftir.
Tek oğlum kanserden öldü.
İşte orada! Yorgun olan yalnızca ben değilim.
Yalnız olmadığımı gördüm,
Benim sabit fikirli olduğum şey ise
Sadece üyelerini seçebilirlerdi
Fadıl tek değildir.
Değişim değişmeyen tek şeydir.
Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.
Tek oğlunu trafik kazasında kaybetti.
Tek iyi faşist ölü bir faşisttir.
Varlığımın tek sebebi sensin.
Sami beni anlayan tek kişidir.
Kentteki tek Müslüman Sami.
Paylaşılan kimliğe sahip tek logo bu değil.
para bağışlamanın tek çözüm olmadığını fark ettim.
Tek umudu diğer erkeklerin yanına sokulmak.
Ancak dişiyi etkilemeye çalışan sadece o değil.
Mossel Körfezi, büyük beyazların
yapılacak tek şey
Tom toplantıyı kaçıran tek kişi değil.
''Elbette tutku önemli olan tek şey değil
Duyulan tek ses saatin tik takıydı.
Ne olduğunu gerçekten bilen tek kişi Tom'dur.
Sami kasabadaki tek caminin imamıydı.
Sami okulumuzdaki tek Müslüman öğrenciydi.
bu kopyalarda sadece resimdeki renkleri değiştirdim.
Amerikan rüyasını kovalamak için gördükleri tek seçenekti.
beyninizde yer alan en büyük değişiklik olumsuzdur:
Yalnız ayı, yemeğini kolay kolay teslim etmez.
canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise
ulan siz değil misiniz Face de torunun fotoğraflarını paylaşan
Bu yalan haber kültürünü durdurmanın tek yolu.
Bu dünyada daimi tek şey değişimdir.
eğer Dünya insanların yaşadığı tek yerse
Bunun yaşandığı tek yer Çin değil.
ya da var olabileceği tek yer değil.
ama tek virüs barındıran canlı yarasa değildir
Oysaki Ay'ın tek ışık kaynağı Güneş'ti
Virüsün tek etkisi boğularak ölmek de değil üstelik
yeryüzündeki yenilmesi imkansız tek ordudur
Eğer odada tek başına birini görürseniz
, ancak tek sorun bu değildir. Orada metan ve azot oksit da
Görevde olan tek doktor Jamal Sadiq'tır.
az önce ne olduğunu bilen tek insan olduğumu bilerek.
O da bana şunu dedi. Daha doğrusu arkadaşı yoluyla söyledi.
Sadece bunun ne kadar zamandır burada olduğunu bilmiyorum.
Tabii ki Çin bu alternatifin var olduğu
Milli Sanat Ödeneğinin ABD bütçesi
Tek tehdit vampirler de değildir. Burada denizaslanları da yaşar.
Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.
Tek bizim borsamız mı? Tüm dünya borsaları aynı şekilde
Ailesinin iktidarda kalmasının tek çıkış yolu olduğunu gören
Ürdün Nehri Ölü Deniz'e akan tek nehirdir.
Tom ailemizde ehliyeti olmayan tek kişi.
Sosyal medyada bir tek Twitter'ı kullanıyorum.
ama o zamanlar yapmayı düşündüğüm tek şey
Vahşi hayatta iyi bir sığınak hayatta kalmanın tek yoludur.
O gece TV'de yakın çekim yapılan tek güvenlik bendim.
Görünen o ki Fabius'un planının etkilerini anlayan tek kişi Hannibal'dı.
Eğer biri yeni, odadaki tek kişi
onları hayatta tutan tek şey yüksek dozda verilen antibiyotikler.
Tembel hayvanlar gaz çıkarmayan, bildiğimiz tek memeliler.
bu kadar yarara rağmen tek zararı işte bu virüs mevzusu
Sadece gece uyuyamadığım zamanlar saatin tik tak sesleri beni rahatsız eder.
Bunlardan çok fazla sıvı elde edilebilir. Bunlar konusunda beni huzursuz eden tek şey,
Bataklıktan hayatta kalan son filinin sırtında çıkıyor, büyük ihtimalle "Cesur Suriyeli"
fakat bildiğimiz bir şey var o da insanlık tarihi hakkında çok az şey bildiğimizdir
Şehirden çıkan tek köprü çok erken yıkıldığında 30.000 adam esir düştü.
Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.
Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi; dünya onun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.