Translation of "رحلة" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "رحلة" in a sentence and their turkish translations:

لتكريم رحلة أبٍ آخر.

ne gerekiyorsa yapmaya hazır bir insan.

دواجن ، رحلة ، نمل أبيض

kanatlısı var uçanı var termiti var

ستنفعك رحلة إلى الخارج.

Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.

هذه كانت رحلة بكيت فيها،

Ben ağlıyordum,

جميعنا في رحلة إلى المجهول،

Hepimiz bilinmeyene giden yoldayız,

لذلك رحلة إلى الماضي ضرورية

yani geçmişe bir yolculuk yapmak gerekiyor

للقيام رحلة استكشافية لمدة 12 يوماً.

korku ve cesaret arasında gidip geliyordum.

هذه لم تكن رحلة سهلة وهادئة،

Bu kolay ve huzurlu bir seyahat değildi

كشخص عاش وخاض رحلة أسطورية لبطل،

efsanevi kahramanın yolculuğunu yaşamış olan biri,

فقد خضتم حقًا رحلة البطل الحقيقي.

gerçek bir kahraman seyahatine çıkmışsınız demektir.

وتعدّت أطول رحلة مسافة 1500 ميل؛

30 milyon yolculuk yapılmasını sağladı.

بدأت رحلة تعلم اللغات معي باللغة اليهودية،

Benim dil öğrenme yolculuğum İbranice ile başladı,

احكي لي عن رحلة سفرك من فضلك.

Lütfen bana yolculuğundan bahset.

بدأ النقاش حول رحلة الكرة منذ وقت طويل ،

Topun uçuşunu tartışmak uzun zaman önce başladı,

وهكذا تبدأ رحلة حنبعل المحفوفة بالمخاطر عبر جبال الألب

Ve artık Hannibal'in riskli Alpler yolculuğu başlıyordu.

‫تستطيع سفن الصيد الإمساك بمئات الأطنان‬ ‫في رحلة واحدة.‬

Trol tekneleri tek seferde yüzlerce ton balık çekebilir.

في كل رحلة: هل ٤ ؟ أو ٧ ؟ لا أعلم

Her uçuşta "Bu dört mü? Yedi mi? Bilmiyorum."

تعلمون، لم أذهب في رحلة مرة أُخرى في ذلك اليخت.

Tahmin edeceğiniz gibi o yatta tekrar seyahat etmedim.

ولكنها كانت تصبح رحلة كيلومترات عندما يكون الموسم حارًا وجافًا.

Fakat kuru ve sıcak havalarda sanki kilometrelerce sürerdi.

هذه رحلة طوال الحياة ولكن كلنا من اللازم أن نأخذها.

bu hayatboyu sürecek ama çıkmamız gereken bir yolculuk.

ستة منا سيذهبون في رحلة إلى الشاطئ نهاية هذا الأسبوع.

Bizden altı kişi bu hafta sonu sahile bir geziye gidiyoruz.

‫ما يساوي رحلة ذهابًا وإيابًا‬ ‫مسافتها 400 كيلومتر للبشر كل ليلة.‬

İnsan ölçüleriyle düşünürsek, her gece 400 kilometrelik gidiş geliş demek bu.

إنتقلت إلى لوس أنجلوس في رحلة لها لتحصيل مهنة في مجال التمثيل والرقص،

oyunculuk ve dans kariyeri için cesur bir kararla Los Angeles'a taşındı

إنها رحلة غامرة وجذابة ومصورة بشكل جميل على طول نهر النيل ، لاستكشاف دورها

. Nil boyunca sürükleyici, ilgi çekici ve güzelce filme alınmış bir yolculuk

مثل الطبقات والمواد ، يمكن أن تقلل أيضا من رحلة كرات الغولف ، وحل المشكلة.

Katmanlama ve malzeme gibi, golf toplarının uçuşlarını da azaltabilir ve problemi çözebilir.