Translation of "سوق" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "سوق" in a sentence and their turkish translations:

هناك سوق كبيرة للقهوة.

Kahve için büyük bir pazar var.

إذا أخذنا سوق الأسهم كمثال

Borsaya bakalım mesela.

سوق الأسهم يشهد نشاطاً زائداً.

Borsa çok hareketlidir.

أين تقع أقرب سوق ممتازة؟

En yakın süpermarket nerede?

انخفضت الأسعار في سوق الأسهم اليوم.

Borsa bugün düştü.

ضيع مبلغا معتبرا في سوق البورصة.

O, borsada bir servet kaybetti.

وأصبح أكثر جيل تمثيلًا في سوق العمل.

iş dünyasındaki en büyük jenerasyon oldular.

ذهب سوق الأسهم لدينا رأسا على عقب

Borsamız tepetaklak gitti

التسوق في سوق مفتوح آمن أكثر من الدخول لمتجر،

Açık hava pazarında alışveriş yapmak bir mağazanın içinden daha az risklidir.

لا أعرف ما إذا كنت على علم بحالة سوق الأسهم

Borsanın durumunun farkında mısınız bilmiyorum

الذهاب إلى مركز التسوق أو الذهاب إلى سوق المزارعين مثل هذا.

AVM veya pazar alışverişleri...

الناس الذين يتعاملون مع سوق الأوراق المالية يعرفون. هذا شبه مستحيل.

Borsayla uğraşan insanlar bilir. Bu neredeyse imkansızdır.

بدأ سوق الأوراق المالية بمبلغ 800 دولار وحقق 350 مليون دولار في أسبوعين.

Borsaya 800 dolar ile başlayıp iki hafta sonra 350 milyon dolar para kazanmıştı

لا يوجد سوق ليبين لنا أنه مطهر. أو ما هو أسوأ ، حتى أنه لا يعقم.

Hiçbir market dezenfekte ettiğini bize lanse etmiyor. Ya da daha kötüsü dezenfekte bile yapmıyor.

عدة مراة هذا العام ، سوق الاوراق المالية انخفض لاكثر من واحد بالمئة في اليوم الواحد.

Borsa bu yıl birkaç kez, tek bir gün içinde % 1'den fazla düştü.

أفكر في التسوق في منزلي الآن ولا يمكنني العثور على سوق أذهب إليه. لأنها ليست آمنة.

Şu an ben evime alışveriş yapmayı düşünüyorum ve gidebilecek bir market bulamıyorum. Güvenli değil çünkü.

وجدتُ لمّا عملتُ بدوام جزئي في سوق أن بعض الزبائن كانوا مؤدبين فيما كان غيرهم على حال غيرِها.

Bir süpermarkette yarı zamanlı çalışırken, oysa diğerleri değilken bazı müşterileri çok kibar buldum.