Examples of using "صحيحًا" in a sentence and their turkish translations:
- Ben onun doğru olduğunu düşündüm.
- Ben bunun gerçek olduğunu zannediyordum.
Hiç de öyle değil.
sondaj içinse çok geçerliydi.
Bir şeyler doğru hissettirmiyor.
iyi veya kötü,
bana doğru gelmedi.
- O, gerçek olamayacak kadar çok iyi.
- Bu gerçek olamayacak kadar çok iyi.
Fakat bu, doğru değil -- bu, bilimin hedeflediği bir şey bile değil.
Fakat Albert Einstein bunun doğru olmadığını fark etti
Sanki gey olmak, daha az erkek olmanızı sağlıyor gibi.
Öyleyse hikayenin bu kısmı en azından doğruydu ...
Ne var ki aksi de her zaman doğrudur.