Translation of "طويل" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "طويل" in a sentence and their turkish translations:

ولوقت طويل،

Uzunca bir süre

أنا طويل.

- Ben uzun boyluyum.
- Ben, uzunum.

الطريق طويل.

Yol uzun.

- لدى الفيل أنف طويل.
- لدى الفيل أنفٌ طويل.

Bir filin uzun bir burnu vardır.

"إنه طويل جدًا"

"Bu çok uzun,"

عنوان طويل قليلًا.

Söylemesi biraz zor.

لديها شعر طويل

Onun uzun saçı var.

شعر ماريا طويل.

- Maria'nın uzun saçı var.
- Maria'nın uzun saçları var.

هذا قلم طويل.

Bu uzun bir kalem.

هو طويل جدّا.

O oldukça uzun

‫هذا تسلّق طويل بالحبل.‬

Bu halat tırmanmak için oldukça uzun.

‫تحوم السمام لوقت طويل.‬

Ebabiller güçleri yettiğince havada döner.

الحياة طريق طويل جداً.

Hayat uzun, uzun bir yoldur.

انتظرت توم لوقت طويل.

Uzun süre Tom'u bekledim.

إن هذا لوقت طويل،

bu uzun bir zaman,

حبل، واحد طويل، وآخر قصير،

belli uzunlukta ipler asılı, uzun ve kısa olan şeklinde,

‫تحمل شيئاً بحبل طويل أسفلها.‬

Altındaki uzun halatın ucunda bir şey var.

‫بقيت تحت الماء لوقت طويل،‬

Uzun süredir su altında olduğumdan,

قلت ذلك منذ وقت طويل.

Ben onu yıllar önce söyledim.

أنت طويل و لكنه أطول.

Sen uzunsun fakat o çok daha uzun.

لم نتحدث منذ وقت طويل.

Biz uzun zamandır konuşmadık.

التقى الأب بابنه بعد فراق طويل.

Baba ve oğul uzun bir ayrılıktan sonra buluştu.

لقد حدث هذا منذ وقت طويل.

O uzun zaman önce oldu.

لقد حدث هذا منذ زمن طويل.

O uzun zaman önce oldu.

هذه القضية معروفة منذ وقت طويل.

Görev uzun zamandır biliniyor.

- أنا طويل جدا.
- أنا طويلة جدا.

Oldukça uzunum.

" طويل و وسيم ، و ذو ابتسامة مثالية "

uzun, yakışıklı, mükemmel gülüyor.

حسنًا، لقد فكرت لوقت طويل بهذا الأمر.

Bunun üzerinde çok uzun bir süre düşündüm.

الغضب له ماض طويل في التغيرات الإيجابية.

Öfke, olumlu değişimler yaratmak konusunda uzun bir tarihe sahip

حريقنا الجماعي قد يخنقنا منذ وقت طويل.

kolektif ateşimiz bizi çok önceden boğmuş olurdu.

أشياء لم أفكر بها منذ زمن طويل،

Uzun süredir düşünmediğim şeyler hakkında.

‫لكنه لا يستطيع الاستمرار فيه لوقت طويل.‬

Ama çok uzun sürdüremiyor.

لكن يجب أن يكون لديك وقت طويل.

Ama çok vaktin olacak.

لقد مضى وقت طويل منذ أن رأيتك.

Aslında, seni gördüğümden beri uzun zaman oldu.

جلست وراء شخص طويل جدا في المسرح

Tiyatroda çok uzun bir kişinin arkasında oturdum.

لم أقم بصيد السمك منذ وقت طويل

Uzun zamandır balık tutmuyorum.

‫تريد أن أقفز منه؟‬ ‫هذا طريق طويل للأسفل.‬

Atlamak istiyorsunuz! Bu uzun bir mesafe.

‫إنه طريق طويل حين يبلغ طولك 3 سنتيمترات.‬

Sadece üç santimseniz epey uzun bir mesafe.

حديديةٍ وطريقٍ سريع يربط الميناء بتركيا وبتمويلٍ طويل

ediyordu ve bir aydan kısa bir süre sonra , Çin yeniden denemek için geri döndü.

تذكرني هذه القصة بتجربة عشتها منذ وقت طويل.

Bu hikâye bana çok uzun zaman önce yaşadığım bir tecrübeyi hatırlatıyor.

بدأ النقاش حول رحلة الكرة منذ وقت طويل ،

Topun uçuşunu tartışmak uzun zaman önce başladı,

"ماذا تفعلون؟ طفلتي مريضة، إنها بحاجة للعلاح لأمد طويل.

"Ne yapıyorsunuz? Benim kızım hasta, uzun süreli yardıma ihtiyacı var.

‫لذا لا يستغرق ‬ ‫استعادة درجة حرارة جذعي وقت طويل.‬

Bu yüzden vücut sıcaklığımı geri kazanmam uzun sürmüyor.

وأنه كان مجرد خيط طويل أنا بدأت في سحبه

ve tamamı sökülür umuduyla çekmeye başladığım

المدينة لحصار طويل، سيأتي قريبًا، واستدعى مساعدة من الغرب.

şehri batıdan yardım arayarak beklenen uzun kuşatmaya hazırladı.

‫كنت أعمل بجد لوقت طويل،‬ ‫وكنت أرهق نفسي فحسب.‬

Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.

أخي الأكبر طويل القامة حقاً، يبلغ حوالي 1.8 متر.

Ağabeyim gerçekten uzun boylu, yaklaşık 1.80m.

‫باستغلال الضوء الصناعي،‬ ‫يمكن للقروش هنا الصيد لوقت طويل ليلًا.‬

Yapay ışıktan faydalanan köpek balıkları, gece geç saatlere kadar avlanabiliyor.

على الجبهة الشرقية، قد انتهت الروس تراجع طويل واستقرت الخط،

Doğu Cephesinde, Ruslar sona erdi. uzun bir geri çekilme ve çizgi stabilize,

بإخباركم أنه لم يمض وقت طويل بعد أن اكتشفت سبب ذلك،

Bunun nedenini anladıktan kısa süre sonra

إذا كان قد مضى وقت طويل منذ نفاذكم إلى تلك المعلومات،

O bilgi parçasına son erişilmesinin üzerinden uzun zaman geçti

‫بعد يوم طويل حار،‬ ‫على ذكر أبو قلادة هذا جمع قطيعه.‬

Uzun, sıcak bir günün ardından bu erkek jeladanın sürüsünü toplaması gerek.

حيث انتشرت الصورة النمطية للفتاة السوداء على أنّها ذات بشرة فاتحة وشعر طويل.

uzun saçlı, açık tenli olmak olduğu Detroit'te büyüdüm.

‫إنها نهاية فصل حار وجاف طويل.‬ ‫تربو درجات الحرارة نهارًا عن 40 مئوية.‬

Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.

إلى أن تأتي موجة جديدة لإصلاحه. كنت أعرف عن "بوردابيري" قبل زمن طويل.

Ta ki yeni bir dalga gelip reform yapıncaya kadar. Svoboda'yı uzun zamandır biliyorum

بدأ أيضًا عداءًا مريرًا طويل الأمد مع نجم صاعد آخر ، الجنرال ميشيل ناي.

Ayrıca bir başka yükselen yıldız General Michel Ney ile acı ve uzun süreli bir kan davası başlattı.

على تدخل روماني طويل المدى في أيبيريا، والذي أصبح ممكنا بفضل نجاح غانيوس في معركتي

...müdahil olma konusunda kararlılığıydı. Bu durum Gnaeus'un...