Examples of using "عين" in a sentence and their turkish translations:
Leyla'nın bir gözü morarmıştı.
Şunu aklınızda tutun:
Sami annesinin gözünün elmasıydı.
bir anda yok olurdu.
İki gözü de mesafeyi ayrı ayrı ölçümlüyor.
Tom işi yapması için Mary'yi görevlendirdi.
Mücadelem; yapabildiğimin en iyisiyle onun merkezini bulmak.
Mesela, genetik faktörleri de hesaba katmalıyız
Aynı yıl, Napolyon Berthier'i Savaş Bakanı yaptı ve
Akira babasının bir öğrenci olarak kullandığı o aynı sözlüğü kullanıyor.
O gün Müslüman Ordusu Ayn Calut'ta büyük bir zafer kazandı.
Ayn Calut'ta İslamı yok olmaktan kurtaran adamlar.
Davout, Savaş Bakanı ve Paris valisi yapıldı: parlak ve sadık bir yönetici gerektiren hayati roller
Fakat Ayn Calut'un Aslanı olarak anılan Qutuz bu zaferin tadını hiç çıkaramadı.